İzmir-Balıkesir Transfer Zonu ile Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Jeodinamik İlişkisi


Uzel B.(Yürütücü), Özkaptan M., Kaymakcı N., Sümer Ö., Koralay O. E.

TÜBİTAK Projesi, 2018 - 2022

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Mart 2018
  • Bitiş Tarihi: Mart 2022

Proje Özeti

Batı Anadolu genişleme tektoniği içerisinde son yıllarda tanımlanmış olan ve ana genişleme doğrultusuna paralel/verev olarak gelişen transfer zonlarına en iyi örneklerden biri olan İBTZ, bölgenin jeolojik evrim yorumlamalarına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bu bakış açısına göre, Erken Miyosen’den itibaren Menderes ve Kiklad çekirdek komplekslerine ait yapısal elemanlar ile dönüşüm ve/veya kesişim içerisinde olan zon, metamorfik kütlelerin yüzeylemesi ve bununla ilişkili havza gelişimi olaylarında önemli bir rol oynamaktadır. Fakat, zonun kuzeydeki devamı ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamış, KAFZ etkisinde deforme olduğu bilinen Güney Marmara’daki etkileri henüz saptanamamıştır. Önerilen projenin amacı, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ)’nın Batı Anadolu’ya doğru ilerleyen kolları ile İzmir–Balıkesir Transfer Zonu (İBTZ) arasında zamansal ve mekânsal anlamda ne tür bir jeolojik ilişki olduğunu ortaya çıkarmaktır.

Bu kapsamda, KAFZ-İBTZ kesişim bölgesindeki jeolojik problemleri çözmesi beklenen 8 adet anahtar alan belirlenmiştir. Bunlar İBTZ içerisinde yer alan Soma-Yuntdağ, Bigadiç ve Balıkesir; İBTZ dışında yer alan Kozak, Akhisar-Gördes ve Alaçamdağ ile KAFZ’nin güney kolu etkisindeki Gönen ve Mudanya-Bursa’dır. Belirlenen anahtar alanlarda; (i) uzaktan algılama tekniklerini içeren uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları incelemeleri ile birlikte literatür taraması; (ii) bölgedeki jeolojik yapı ve birimlerin belirlenmesi ile bunların stratigrafik ilişkilerinin saptanması çalışmalarını kapsayan jeolojik haritalama; (iii) stratigrafi çalışmaları ile entegre bir şekilde yürütülen ve kesintisiz ölçülü kesitler boyunca yapılacak olan örnekleme çalışmalarını içeren manyetostratigrafi; (iv) Ar/Ar yaşlandırma tekniklerini içeren jeokronoloji; (v) yapısal jeoloji çalışmalarını içeren fay kinematiği ve paleostres analizi; (vi) bölgesel ve lokal yapısal bloklarının rotasyon miktarlarının bulunmasını içeren paleomanyetizma; (vii) güncel gerilme analizlerini ve bölgede gelişen depremlere ait odak çözümlerini içeren sismotektonik ve literatürdeki tomografi görüntüleri kullanılarak oluşturulacak olan modellemeler ve (viii) tüm verilerin entegrasyonu ile bölgesel tektonik modellerin geliştirilmesi çalışmaları planlanmaktadır.

Batı Anadolu ve Güney Marmara ile ilgili jeolojik literatür ve modeller incelendiğinde, hemen hemen hepsi zaman ve mekan olarak İBTZ ile KAFZ’nin konumlandığı ve/veya etkilediği modellerdir ve bölgesel ölçekteki bu yapıların sismik olarak halen aktivitelerini korudukları konusunda birleşmektedir. Bu proje kapsamında odaklanılacak ana tartışma konusu bu iki yapının birbirleri ile etkileştiği alanlardaki yapıların doğası, kinematiği ve deformasyon mekanizmaları üzerinedir. Bölge hakkında birçok bilimsel makale olmasına karşın bu iki yapıyı birlikte değerlendiren ve çalışma alanının tümünü içeren arazi destekli multi-disipliner bir çalışma henüz yapılmamıştır. Odaklanılacak magmatik ve sedimanter kaya birimlerinin oluşum ve deformasyon süreçlerinin ortaya konulmasıyla bölgedeki Neojen’den günümüze dek gelişen havza gelişimleri ve magmatik süreçler birlikte ele alınmış olacak, literatürdeki bilgilerin de ışığında Batı Anadolu genişlemeli tektonizması ile Marmara’da hüküm süren ve KAFZ ile karakterize olan doğrultu atımlı tektonik arasındaki zaman/mekansal ilişkinin doğası ortaya çıkarılacaktır. Bunlara ek olarak bölgede meydana gelen önemli depremlerin odak mekanizma çözümleri çalışma alanı içerisinde yer alan yapıların sismik olarak aktif olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, bölgeyi etkileyen tektonik ve jeodinamik süreçlerin anlaşılmasının yanı sıra, bölgenin depremselliği ile ilgili bazı bilgilerin de elde edilecek olması projenin en önemli artılarından biri olacaktır. Bu proje, deprem ile ilgili çalışmalar yapan belediye ve yerel yönetimler gibi kamu ile özel kurumlara önemli çıktılar sağlayabileceği gibi, uluslararası düzeyde benzer jeolojik ortamlarda gelişen bu tür yapıların anlaşılmasına ve elde edilecek verilerin korele edilebilmesine önemli katkılarda bulunacaktır. Bunun yanında proje kapsamında iki yüksek lisans öğrencisi, paleomanyetizma/jeokronoloji ve kinematik analiz konularında yetiştirilecektir.