TÜBİTAK Projesi, 2021 - 2024
Temiz ve sürdürülebilir enerjiye yapılan yatırımların yabancı enerji kaynaklarına olan bağımlılığı düşürmek,
sera gazı ve konvansiyonel kirleticileri azaltmak ve yeni istihdam alanları oluşturmak gibi faydaları
bulunmaktadır. Ayrıca her geçen gün fosil kökenli yakıtların miktarının azalması da bu yakıtların yenilenebilir ve
çevre dostu enerji türleriyle yer değiştirmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Yenilenebilir enerji
uygulamalarının en önemlilerinden biri de linyit gibi fosil kökenli bir enerji kaynağıyla biyokütlenin birlikte
gazlaştırılmasıdır. Bu yöntemde, linyit kömürü ve çeşitli atık biyokütle kaynakları kimyasal hammadde ve yakıt
elde etmek için birlikte yakılır ve gaz ürünler elde edilir. Temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olan
biyokütleyle linyit kömürünün birlikte yakılması ile sera gazı, azot oksit ve sülfür emisyonunda ciddi bir azalma
meydana gelmektedir. Buradaki amaç, düşük kaliteli linyit kömürlerinin atık biyokütle kaynaklarıyla karıştırılıp
yakılmasıyla daha yüksek enerji içerikli gaz ürünler elde etmektir. Ülkemizin kömür rezervlerinin yaklaşık olarak
%93'ü linyit kömürüdür ve genellikle bu kömürlerden direkt yakma yoluyla yararlanılmaktadır. Direkt yakma
uygulamaları hem enerji içeriği hem de çevre açısından olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Bu sebeple linyit
kömürünün biyokütle türleri ile karıştırılıp daha çevre dostu ve enerji verimliliği yüksek olacak şekilde
gazlaştırılması tercih edilmektedir. Bu projede atık biyokütle kaynağı olarak Doğu Karadeniz Bölgesi‟nde yıllık
periyotlarla budanarak elde edilen çay çalıları ve fındık kabuğu seçilmiştir. Doğu Karadeniz bölgesinde 781 bin
dekarlık bir alanda çay üretimi yapılmaktadır ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü‟nün kararıyla bu alanların
yılda %10 „luk kısmının her yıl budanması gerekmektedir (Çaykur, 2018). Bu da yaklaşık her yıl 78 bin dekar
alan demektir. Çay budama atıkları ya bahçe çevresinde imha edilmekte ya da yakma amaçlı kullanılmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2002 yılında 560 bin hektar olan fındık dikim alanları, 2019 yılında
%31‟lik artışla 734 bin hektara, 2002 yılında 600 bin ton olan fındık üretimi ise 2019 yılında %29‟luk artışla 776
bin tona ulaşmıştır (TOB, 2019). Fındıkta kabuk miktarı üründen ürüne değişmekle birlikte ortalama % 50
olarak verilir. Bu proje ile birlikte çay çalısı ve fındık kabuğunun oldukça fazla olan bu biyokütle atık
potansiyelinin ekonomiye ve çevreye daha faydalı bir şekilde değerlendirilmesi sağlanmış olacaktır. Linyit ve
biyokütle karışımının gazlaştırılmasında, kullanılan biyokütle kaynaklarının linyit kömürünün hem gazlaşma
verimini hem de enerji içeriğini artırması amaçlanmaktadır. Farklı oranlarda karışımı hazırlanan linyit ve
biyokütlenin akışkan yataklı bir gazlaştırma sisteminde su buharı ile gazlaştırılması, elde edilen gaz ürün
verimlerinin ve içeriğinin belirlenmesi, ısıl değerleri, katran analizi ve uygun biyokütle ve linyit karışım oranının
belirlenmesi amaçlanmaktadır. Projeyle birlikte; enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına katkıda bulunarak yerel
kaynakların daha etkili bir şekilde kullanımını sağlamak, ithal yakıt kullanımının azalmasına imkan sağlayacak
yenilenebilir enerji çalışma alan ve türlerine katkı sağlamak, linyit kömür rezervlerini daha çevre dostu bir
yöntemle birlikte değerlendirerek sera gazı salınımını azaltmak ve elde edilecek olan bilgi birikimiyle ülkemizde
bu alanda yapılacak yatırımlara katkıda bulunmak hedeflenmektedir.