Laparoskopik kolesistektomide farklı insüflasyon akışlarıyla oluşturulan pnömoperitoneum basıncının neden olduğu hemodinamik değişikliklerin serebral oksijenizasyon üzerine etkileri


Gökçen E., Öncü K., Saylan S.

TARK 2022, Antalya, Türkiye, 3 - 06 Kasım 2022, ss.311-313

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.311-313
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş / Amaç: Çalışmamızda pnömoperitoneumun düşük akış (10 L/dk) ve yüksek akış (40 L/dk) ile oluşturulduğu iki farklı hasta grubunda, hemodinamik değişiklikler ile serebral oksijenizasyon arasındaki ilişkiyi, serebral oksimetre kullanarak kıyaslamayı amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Çalışma, ters Trendelenburg’da, elektif şartlarda, laparoskopik kolesistektomi operasyonu gerçekleştirilen, 18-65 yaş aralığında, ASA I, II, III sınıflamasına dahil toplam 69 hastada, prospektif randomize olarak gerçekleştirildi. Çalışma sonunda 61 hastanın verileri değerlendirildi. Hastalar, insüflasyon akış hızlarına göre düşük akış (DAK, 10 L/dk) ve yüksek akış (YAK, 40 L/dk) olarak randomize iki gruba ayrıldı. Anestezi süresince hastaların hepsinde %50/%50 oranında oksijen/hava karışımıyla birlikte %2 oranında sevofluran kullanıldı. Operasyon boyunca remifentanil infüzyonu ile analjezi sağlandı. Hastaların kalp hızı, periferik oksijen saturasyonu, sistolik ,diyastolik ve ortalama arter basıncı, BIS değeri, end-tidal karbondioksit değeri, sağ ve sol serebral oksijen saturasyonu (rSO₂) değerleri indüksiyon öncesinde, indüksiyon sonrasında, pnömoperitoneum başlangıcında, pnömoperitoneum oluşturulduktan sonra 1,3,5, 10, 15, 30, 60,90. dakikalarda, cerrahi işlem sonunda ve anestezi uygulaması sonunda kaydedildi.

Bulgular: Gruplar arasında; yaş, cinsiyet, boy, vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi ortalamaları, ASA sınıflamaları, kronik hastalık varlığı ve sigara içme öyküsü arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Gruplar arasında hemodinamik parametreler kıyaslandığında, anlamlı fark tespit edilmedi. DAK ve YAK gruplarında; tüm ölçüm zamanlarındaki sol rSO₂ değerlerinin pnömoperitoneum başlangıcı değerlerine göre değişim durumları kıyaslandığında, pnömoperitoneum sonrası 3. dakika dışında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktur. - 312 Pnömoperitoneum sonrası 3. dakikada, pnömoperitoneum başlangıcına göre %20 ve daha fazla azalma olan hastaların tamamı YAK grubunda yer almaktadır (p=0,044). YAK grubunda, pnömoperitoneum süresince toplam 4 hastada serebral oksijen satürasyonunda bazale göre %20 üzerinde düşüş olduğu tespit edildi.

Tartışma / Sonuç: Grupların hemodinamik parametreleri kıyaslandığında, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi. Buna rağmen, serebral oksijen satürasyon değerleri bazale göre kıyaslandığında, gruplar arasındaki farkların istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Serebral oksijenizasyonun; düşük akış grubunda, yüksek akış grubuna göre daha iyi korunduğunu düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, hemodinami, pnömoperitoneum, near infrared spectroscopy, serebrovasküler dolaşım