OPUS Uluslararası Toplum Bilimleri Dergisi, cilt.10, sa.17, ss.2245-2262, 2019 (Hakemli Dergi)
Avrupa Birliği’nin kuruluş amaçlarından biri Avrupa kıtasındaki savaşlara son vermekle beraber çıkabilecek olası savaşları önlemektir. Avrupa’da günümüze kadar çıkmış olan savaşların birçoğunun sebebi
Kıta Avrupa’sındaki devletlerin aralarındaki hegemonya mücadeleleriydi. Kıtada söz sahibi olmak isteyen ve hatta kıtanın birçok ülkesini hükmü altına almak isteyen ülkelerden biri olan Almanya iki dünya
savaşının çıkmasına sebep olmuştur. İki dünya savaşında da Almanya’nın saldırısına uğrayan ve mağdur edilen Fransa özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra Almanya’nın kontrol altında tutulması gerektiğini ifade ederek çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Nihayetinde Avrupa’da birliğe giden yolun başlangıcı olarak kabul edilen Avrupa Kömür Çelik Teşkilatı’na tanınan yetkilerle Almanya’nın en azından
belli sektörleri dolaylı da olsa kontrol altına alınabilecekti. Almanya ile bunca kanlı tecrübeler yaşamış
olan ülkelerin buna rağmen son yıllarda farklı beklentiler içerisine girdiğine şahit olmaktayız. Birliğe
üye bazı ülkelerin yönetici ve siyasetçileri Almanya’nın Birlik içerisinde daha fazla sorumluluk alması
gerektiğini açıkça ifade etmektedirler. Harici bu beklentilerle beraber Almanya dahilinde de benzer sesler
yükselmektedir. Almanya’nın Birlik içerisindeki rolünün analizi ile beraber Charles Kindleberger’in hegomonik istikrar teorisi eşiğinde bu beklentiler analiz edilmeye çalışılmıştır.