Bu çalışma, kalkınma yardımlarının yalnızca ekonomik destek sağlama işleviyle sınırlı kalmayıp, dış politika hedeflerinin gerçekleştirilmesinde çok yönlü bir diplomasi aracı olarak yeniden yapılandığını incelemektedir. Literatürde yumuşak güç ve ekonomik devlet araçsallığı kavramları çerçevesinde anlam kazanan bu dönüşüm, Çin, Avrupa Birliği ve Türkiye örnekleri üzerinden karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Çin’in altyapı öncelikli, karşılıklı çıkarlara dayanan ve çoğu zaman koşulsuz yürütülen yardım modeli; Avrupa Birliği’nin normatif değerlere dayalı, reform beklentisi içeren ve kurumsal temellere oturan yaklaşımı; Türkiye’nin ise kültürel ve dini göndermelerle desteklenen, insani diplomasi ile stratejik açılımı harmanlayan hibrit modeli, bu dönüşümün farklı yönlerini yansıtmaktadır. Yardımların etkisi, aktarılan kaynak miktarından çok, yerel bağlama duyarlılık, kurulan yapısal ilişki ve alıcı toplumdaki algısal karşılık üzerinden şekillenmektedir. Bu bağlamda çalışma, kalkınma yardımlarının yalnızca diplomatik bir araçla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda maliye politikası aracı niteliği taşıdığını vurgulamak üzere “mali yumuşak güç” kavramını literatüre kazandırmaktadır. Yardım süreçlerinde şeffaflık, yerel yapılarla eşgüdüm ve sürdürülebilirlik ilkeleri ön plana çıkarılmakta; mali etkilerin ve dış politika hedeflerinin dengeli biçimde tasarlanması gerektiği savunulmaktadır. Elde edilen bulgular, kalkınma yardımlarının uluslararası ilişkilerde etkili bir dış politika enstrümanına dönüştüğünü ortaya koymaktadır.