Türkçede İfade Biçimi Olarak Anjanbman (Enjambement)


Creative Commons License

Coşar A. M.

XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu , Ankara, Türkiye, 21 - 23 Ekim 2020, ss.520-527

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.520-527
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Dil verileri, sözlü ya da yazılı ortamda öznel veya nesnel bakış açıları ile her defasında yeniden üretilirken
ifade kalıpları kullanılır. Bu kalıpların oluşumu, zihnin işleyişi, dış dünyayı algılayışı ve dile getirişinde
izlediği yolları belirleyip sınıflandırmaya da imkân verir.
Dilin sözlü ya da yazılı olarak kullanımı, onun konuşma dili, yazı dili olarak ayrılmasını; yazı dilinin de edebi
ve resmi dil, bilim dili gibi görünümlerinin ortaya çıkmasını sağlar. Konuşma dili, açık ve anlaşılır, kısa, düz
bir ifade aracı olduğu şeklindeki niteleme ile edebi dilden ayrılırken aslında deyim ve atasözü gibi kalıp
ifadelerin varlığı ile edebi niteliğini de açığa çıkarmaktadır. Edebi dil, mecazların, sanatlı söyleyişlerin, buna
bağlı kapalılıkların etkisi ile ifade biçimlerinin irdelenmesi bakımından sayısız incelemeye konu olmuş ve
olmaktadır. Konuşma dili ile edebi dil arasında bilim dili, kendine özgü kavramları ile genel dil içinde özel
bir alana sahiptir. Bütün bu ayrımların ötesinde, her bir görünümünün arkasında dilin derin yapısındaki işleyiş
kurallarının hâkimiyeti söz konusudur. Söz konusu kurallar, “bir yerine koymalar silsilesi” olarak
işaretlenebilecek nitelikleri itibarı ile metaforik bir sürecin sonucudur.
Batı etkisinde Servet-i Fünûn döneminden itibaren kullanılmaya başlandığı dile getirilen anjanbman
(enjambement) tekniği ile Klâsik Türk şiirinin bir unsuru olarak ortaya çıkmış ve 18. yüzyılın sonu ile 19.
yüzyılın ilk yarısında Türk şiirinde kullanılmış olan ‘sihr-i helâl’ ve ‘merhun beyit/merhun mısra’, birer ifade
yolu olarak değerlendirilmektedir. Bu bildiride Türkçe için görece geç kullanılan, dışardan alınan bir söyleyiş
biçimi ya da teknik olarak kaynaklara geçen anjanbmanın varlığına ilişkin değerlendirmeler ele alınarak
tarihlenmesi, dilin doğasının ürünü olarak manzum metinler üzerinden eski Türk şiirine çekilmeye
çalışılmaktadır.

Expression patterns are used while language datas are being reproduced every time in oral and written
narrative tradition with subjective or objective perspectives. These patterns enable to specify working of
human mind, its perception of external world, ways of expressing them. And they also classify these.
The usage of language as oral or written provides to split up spoken and written language and also varieties
of written language such as literary, official and scientific. Spoken language is a means of expressions with
explicity, clarity and briefness. Even though it differs from literary language with these qualifications, it also
reveals its literary quality getting forms of expressions such as proverbs and idioms.
Literary language has been and is being the subject of numerous studies in terms of examining the metaphors,
artistic expressions, and the forms of expression with the effect of ambiguity. Between the spoken language
and the literary language, the scientific language has a special area within the general language with its unique
concepts. Beyond all these distinctions, the rules of functioning in the deep structure of the language are
dominant in the background of each appearance. The rules in question are the result of a metaphorical process
in terms of their qualities that can be marked as a "sequence of substitutions".
It has emerged as an element of Classical Turkish poetry with the enjambement technique, which is said to
have been used in the Western influence since the Servet-i Fünûn period. In this study, "Sihr-i helâl" and
"merhun beyit/merhun mısra’", which were used in Turkish poetry at the end of the 18th century and the first
half of the 19th century, and mentioned technique are considered as means of expression. The evaluations regarding the presence of an external style of utterance in Turkish, which is used relatively late, or technically
referred to in the sources, are discussed and the begining of historical process is tried to be based on old
Turkish poetry through verse texts as a product of the nature of the language.