9. Yapı Mekaniği Laboratuvarları Çalıştayı (YMLÇ-9), Düzce, Turkey, 18 - 19 October 2024, pp.161-166
Betonarme binalar, kullanım
ömürleri boyunca çeşitli statik ve dinamik yükler ile çevresel etkilere maruz
kalan önemli mühendislik yapılarıdır. Bu tür yapıların, belirli düzeylerde
hasar görmeleri ve/veya tamamen taşıma kapasitelerini kaybetmelerine neden
olabilecek en önemli dinamik yükler olarak depremler ve yangınlar karşımıza
çıkmaktadır. Son yıllarda ülkemizde meydana gelen depremlerden sonra yapılan
incelemeler ve hazırlanan raporlar, yıllar geçmesine rağmen binalarda aynı tür
yapısal hasarların meydana geldiğini ve yapı stokumuzun büyük bir kısmının
depreme hazır olmadığını açıkça göstermektedir. Ayrıca benzer hasarlara ve/veya
göçmelere neden olabilecek bir diğer dinamik etki olan yangın olayı da önemli
can ve mal kayıplarına yol açmaktadır. Literatürde deprem ve/veya yangın gibi
dinamik kuvvetler altında mühendislik yapılarının yapısal davranışlarının
incelenmesi konusunu ele alan çalışmaların büyük bir bölümünün sayısal
çözümlemeleri içerdiği dikkat çekmektedir. Bunun nedeni daha gerçekçi sonuçlar sunabilme
potansiyeline sahip deneysel çalışmaların aynı zamanda birtakım dezavantajlarının
da bulunmasıdır. Bu dezavantajlar; deneylerin ve deneylerin yürütülmesi için
yapılan hazırlıkların uzun zaman alması, deney düzeneklerinin kurulumu ve
yapılacak uygulama masraflarının çok yüksek olması ve çalışmaların uzun süreli
incelemeler gerektirmesi şeklinde sıralanabilir. Dolayısıyla, deneysel
çözümleme yöntemi esas alınarak yürütülen bu çalışmanın hem literatür hem de ülkemiz
için özgün değeri yüksek olan ve yeni çıktılar üretecek çalışmalar için öncü
bir çalışma olması hedeflenmektedir. Çalışma kapsamında yapılarda hasara neden
olabilecek yangın ve deprem etkileri, bu etkilerin beraber oluşma durumunu
dikkate alan bir senaryo için araştırılacaktır. Bu kapsamda, yangın geçmişi
olan betonarme bir düzlem çerçeve modelinin farklı düzeylerde deprem etkilerine
maruz bırakılması ve yapısal davranışının deneysel olarak incelenmesi amaçlanmıştır.
Değerlendirmeler modelin dinamik karakteristiklerinde meydana gelen değişimler
üzerinden yapılmıştır. Yangın sonrasında modelin ilk üç moduna ait doğal
frekans değerleri önemli derecede azalmıştır. Sarsma masası üzerine
yerleştirilen hasarlı deney numunesinin frekans değerleri kümülatif olarak
artan deprem hasarıyla birlikte azalmaya devam etmiştir. En nihayetinde modelin
1., 2. ve 3. moduna ait frekanslarında sırasıyla %54.48, %64.73 ve %76.69’a
varan azalmalar gözlemlenmiştir.