Derin Tarih, sa.101, ss.34-44, 2020 (Hakemsiz Dergi)
Ayasofya hakkında
süregelen tartışmalarda, Dünya’da ve ülkemizde her kesiminden insanlar esere
farklı roller ve değer biçtiler. Bu çeşitliliğin oluşmasının kuşkusuz farklı
taraflar bakımından farklı gerekçeleri olabilir. Dini açıdan bakıldığında Hristiyanlığın
en büyük ibadethanelerinden biri olarak inşa edilen eser, Osmanlı döneminde
camiye dönüştürülerek fethin sembolü haline gelmiştir. Fetihten sonra inşa
edilen pek çok önemli selatin camilerine rağmen imparatorluğun protokol cami
olma hüviyetini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Bu durum esere yüklenen siyasi rol
ile belki de açıklanabilir. Bu çerçevede toplumun bir kesimi, tıpkı ezan ve
bayrak kavramlarında olduğu gibi, Ayasofya’ya ülkenin egemenlik haklarının
temsili görevini yüklemiştir. Cumhuriyetin ilanında sonra 1934 yılında Bakanlar
Kurulu Kararı ile müze olarak kullanılan esere toplumun bir başka kesimi farklı
bir misyon yüklemiştir. Ayasofya’nın bu kadar farklı açıdan ela alınması
tartışılması sahip olduğu kültürel değerler ve diğer özelliklerle yakından
ilişkilidir. Nihayetinde eser insanlığın ortak mirası, UNESCO Dünya Miras
Listesi’nde yer alan kültür varlığı, koruma statüsüne sahip, mazbut bir vakfın
hayrat nitelikli bir taşınmazıdır. Bu güne kadar yapılan tartışmalarda
Ayasofya’nın statüsü dini, siyasi vb eksende ele alınmış, yapılan yorumlarda
eserin cami, müze ve hatta kilise olarak kullanılması gerektiğine dair yorumlar
yapılmıştır.
Akademik çerçevede
çeşitli platformlarda yaptığımız değerlendirmelerde konuya mülkiyet hakkı ve vakıf
hukuku açısından yaklaşarak Ayasofya’nın tekrar cami olarak kullanılması
gerektiğini, çeşitli hukuki gerekçelere dayanarak, vurguladık (Çoruhlu vd.,
2016b). Bu sebeple Danıştay’ın aldığı Ayasofya kararı (Danıştay
10.Dairesi’nin E: 2016/16015 K: 2020/2595 KT:2/7/2020 kararı) sürpriz bir karar değildir.
Nitekim mülkiyet ve vakıf yönleriyle aynı benzer özelliklere sahip Trabzon
Ayasofya Cami hakkında yapılan yargılama ve sonrasında 2019’da Kariye Cami
hakkındaki verilen mahkeme kararları Ayasofya için ipucu niteliği taşımaktaydı.
Bu makalede Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasını gerektiren hukuki
gerekçeler üzerinde durulacak, konu mülkiyet hakları çerçevesinde ve vakıf
yönleriyle ele alınacaktır. Ancak öncelikle vakıf müessesesi hakkında bazı temel
kavramları hatırlatmakta fayda bulunmaktadır.