Akademik Veri Yönetim Sistemi
5.Ulusal Deniz Bilimleri Konferansı, Trabzon, Türkiye, 1 - 03 Haziran 2022, cilt.1, ss.206-207
Bir ülkenin donanmasının en güçlü ve vazgeçilmez savunma gücünün parçası olan denizaltılar, operasyonlarını gizlilikle yürütebilme kabiliyetleri, gerekli bilgi ve veri toplama faaliyetleri sayesinde donanmaların en gizli güç unsuru konumundadırlar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda gösterdikleri etki ile tüm klasik taktik ve stratejilerin değişmesine neden olmuşlardır. Asıl gücünü gizlilikten alan denizaltılar su altında kaldıkları müddetçe bir devlet için stratejik bir silah durumundadır. Belirli aralıklarla su üstüne çıkma mecburiyetlerimden dolayı su yüzeyine çıktıklarında hemen hedef olabilmeleri denizaltıların en önemli risk faktörünü oluşturmaktadır. İkinci Dünya Savaşından günümüze kadar denizaltıların, sualtında uzun süre kalabilmeleri için çeşitli denizaltı tahrik sistemleri üzerine çalışmalar sürdürülmektedir. Atom enerjisinin keşfi ve Havadan Bağımsız Sistemlerin (Air İndependent Propulsion) denizaltılarına entegre edilmesi denizaltıların daha uzun süre sualtında kalmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada 2.Dünya Savaşından 21.yüzyıla kadar olan süreçte geliştirilen denizaltı tahrik sistemleri ile ilgili yapılan literatür çalışmaları; Walter Türbinleri, Nükleer Tahrik Sistemleri, Kapalı Devre dizel çevrimi ve AIP Havadan Bağımsız Sevk sistemleri olmak üzere dört ana başlık altında incelenmiştir. Bu sistemlerin çalışma prensipleri, avantajları ve dezavantajlarına karşılaştırılmalı bir şekilde yer verilmiş olup, “Havadan Bağımsız Sevk Sistemleri” (Kapalı Devre Dizel Çevrim, Kapalı Devre Buhar Türbini, Yakıt Pilleri ve Stirling Çevrimi) konusu detaylı olarak ele alınmıştır. Havadan Bağımsız Sevk Sistemleri karşılaştırıldığında; Walter Türbinlerinin çeşitli patlama riskleriyle karşı karşıya olduğu, Kapalı Devre Dizel çevriminin verim açısından yetersiz kaldığı, Stirling Makinelerinin ise hareketli parça içermesinden dolayı yüksek akustik iz değerlerine sahip olduğu sonuçlarına varılmıştır. Tüm bu sistemler içerisinde Yakıt Pillerinin; düşük gürültü, yüksek enerji üretimi, hidrojen kaynaklı yakıt tüketimi ve emisyona sebep olmaması nedenleriyle geleceğin Havadan Bağımsız Sevk Sistemi olduğu sonucuna varılmıştır.