Uluslararası Katılımlı 76. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Ankara, Türkiye, 15 - 19 Nisan 2024, ss.586
Bu çalışma, 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'de Kahramanmaraş
depremlerinin ardından 19-23 Şubat 2023 tarihlerinde Malatya, Hatay,
Gaziantep ve Kahramanmaraş illerinin her birinde 2 adet olmak üzere
8 profilde gerçekleştirilen jeofizik ölçümleri (sismik kırılma
tomografisi-SRT, aktif kaynaklı çok kanallı yüzey dalgası analiziMASW ve mikrotremör yatay/düşey spektral oranı-HVSR) ve sahada
gözlenen hasarlarla korelasyonunu içermektedir. Jeofizik verilerin
değerlendirilmesi ile 2B P-dalgası hız-derinlik modelleri (SRT), 1B S
dalgası hız-derinlik profillerinden VS30 (MASW) ve zemin hakim
titreşim periyot değerleri (HVSR) elde edilmiştir. Böylece, ölçüm
yapılan yerlere ait zemin yapısal (geometrisi, temel kaya derinliği),
fiziksel (dinamik elastik parametreler) ve jeoteknik özellikleri (zemin
sınıfı, zemin büyütmesi, taşıma kapasitesi, hakim titreşim periyodu,
vd.) hesaplanmıştır. Ölçüm yerlerinde özellikle zemin sınıfları ZD ve
ZC, sismik hız oranları VP/Vs>2.5, Poisson oranları, >0.35 ve zemin
taşıma kapasiteleri 1 MPa'da daha az olarak elde edilmiştir. Elde edilen
bu bilgiler ışığında profiller etrafında gözlenen hasarların zemin yapısı
ve özellikleri ile ne derece ilişkili olabileceği değerlendirilmiştir.
Jeofizik bulgulara göre özellikle zemin sınıfı ZD olan yerlerde
yıkımlar ve ileri derecede hasarlar gözlenmiştir. Bununla birlikte, daha
sağlam nitelikte olan yerlerde de (Örneğin Gaziantep-İbrahimli'de)
yıkımlar ve hasarlar gözlenmiştir. Bunun nedenin yapısal eksikliklerin
ve kusurların dışında, zemin sınıfından ziyade zemin geometrisinin
(temel kaya topoğrafyası ve zemin kalınlaşması) önemli etken olduğu
anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, jeofizik bulgular ile gözlenen yıkımların/hasarların
korelasyonu, yapısal eksiklik ve kusurlarının ötesinde, deprem-yeryapı ilişkisinin yapı tasarımlarına/statik projelerine tam ve doğru
olarak yansıtılamamış olduğu görüşünü güçlendirmektedir. Bununla
birlikte, bu korelasyon daha fazla veriye ve daha derin yapıları
tanımlayacak jeofizik ölçümlere dayalı olarak geliştirilmelidir.