Avrupa Birliği'nin Mülteci Açmazı ve Türkiye-Avrupa Birliği Geri Kabul Anlaşması


Creative Commons License

KÖSE İ.

Elektronik Siyaset Bilimi Araştırmaları Dergisi, cilt.7, sa.1, ss.1-27, 2016 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 7 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2016
  • Dergi Adı: Elektronik Siyaset Bilimi Araştırmaları Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Index Copernicus
  • Sayfa Sayıları: ss.1-27
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bulundukları topraklarda yaşamları zorlaşan toplulukların daha rahat ve güvenli bir yaşam süreceklerine inandıkları bölgelere göçmeleri beşeriyet tarihi ile yaşıt bir olgudur. II. Dünya Savaşı sonrasının en ciddi mülteci krizi AB’nin Doğu sınırlarında yer alan Türkiye’nin hemen güneyinde yaşanmakta ve kriz her geçen gün daha baş edilemez bir hal alarak ekonomik olduğu kadar insani sorunlara da sebebiyet vermektedir. Buna karşın AB ülkeleri, mültecileri topraklarına sokmadan mümkün olduğu oranda az maliyetle sınırlarının uzağında tutmak yönünde bir politika takip etmektedirler. Bu bağlamda AB tarafından Türkiye’ye biçilen rol mültecilerin depo ülkesi olmayı kabul etmesi ve AB Bölgesini hedefleyen düzensiz geçişleri engelleyerek özellikle Suriyeli mültecileri AB topraklarından uzak tutmasıdır.

Türkiye ile AB arasında 2013 yılı sonunda imzalanan Geri Kabul Anlaşması, 2017 yılında Türkiye’ye kendi sınırlarından AB Bölgesine geçen Türk ya da üçüncü ülke vatandaşı bireylerin geri alınması yükümlülüğünü getirecektir. Türkiye, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gerçekleştirdiği gelişme ve liberal idare sistemi, son yıllardaki kalkınma hamlesiyle göç veren değil göç alan, coğrafi konumu nedeniyle ise bir geçiş ülkesidir. Türkiye üzerinden yasadışı yollarla AB Bölgesine geçen mültecilerin sayısı her yıl artmaktadır, yasadışı/düzensiz göçmen akımında en aktif güzergâhlardan bir tanesidir ve AB’den geri kabul edilen mültecilerin kaynak ülkelerdeki istikrarsızlıklar nedeniyle geri gönderilmesi uygulamada çok sayıda soruna neden olacaktır. 

The migration movement of societies from the lands where they are living to safer and more comfortable areas is a coetaneous fact with humanity. In this context, one of the most serious migrant crisis in the post-WWII period has occurred in Turkey’s southern, the EU’s eastern borders, affecting both regions and causing humanitarian and economic problems. In contrast with humanitarian dimension of this crisis, the EU countries are reluctant to admit migrants, particularly Syrians, into their lands. As a matter of fact, they are keeping migrants far from their lands and trying to solve the crisis in Turkey’s territory with a cost as minimum as possible for the EU region. Therefore, the cast given Turkey by the EU is to accept all migrants in its territories. The EU also asks Turkey to prevent irregular Syrian migrant flow to the EU region and protect the EU borders from Syrians.

The Readmission Agreement signed between the EU and Turkey at the end of 2013, will come into force in 2017 and will compel Turkey to readmit its own and third country nationals passed the EU lands irregularly. Due to its fast growing economy and democratization process since the 2000’s, Turkey became a destination of migrant flows. The number of illegal/irregular migrants passing over Turkey to the EU lands has a rising trend. As there is no kind of order in the source countries, it is almost impossible to readmit those immigrants to their country of origin.