JOURNAL OF EMERGING ECONOMIES AND POLICY, vol.5, no.2, pp.121-131, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
In this study, the relationship between the development process of Turkey and human capital concept that
contributes to this process considerably will be dealt. The main idea of the study is the effort to emphasize that
real capital is not enough by itself to realize a healthier and sustainable economic development and also to
demonstrate how important the contribution of the human capital is in the economic development. In the study,
the topic is supported with digital data on criterions such as health-education-demography by referring the
importance of these criterions. Moreover, another aspect of the study is the evaluations of the relation, which
is realized with the mutual movement of human capital and development in the context of Turkey, by means
of human capital index. As a result, when the position of Turkey is considered within the different indexes that
are produced through various criteria and reflect the progress that human capital displays, it is obvious that
there are crucial steps that Turkey has to take in order to develop and strengthen the human capital
accumulation. When the importance attributed to human capital increases, it can be said that, the aimed
economic development can be achieved in a healthier way in terms of both quality and quantity.
Bu çalışmada, Türkiye ekonomisi özelinde gerçekleşen kalkınma süreci ve bu sürece önemli ölçüde katkı
sağlayan beşeri sermaye kavramı arasındaki ilişkinin seyri ele alınmaktadır. Çalışmanın temel düşüncesi;
ekonomik kalkınmanın sağlıklı ve sürdürülebilir bir biçimde gerçekleştirilebilmesinde fiziki sermayenin tek
başına yeterli olamayacağı ve beşeri sermayenin kalkınma sürecine katkısının ne denli önemli olduğunun
vurgulanmasıdır. Çalışmada beşeri sermaye kavramını en iyi biçimde ortaya koyabilecek olan sağlık-eğitimnüfus gibi göstergelerin önemine atıfta bulunularak bu göstergelere dair sayısal verilerle de konu
desteklenmektedir. Aynı zamanda Türkiye ekonomisi özelinde beşeri sermaye ve kalkınma kavramlarının
birlikte hareketleri sonucunda ortaya çıkan ilişkinin uluslararası beşeri kalkınma endeksleri aracılığıyla yapılan
değerlendirilmeleri de çalışmanın bir başka yönünü oluşturmaktadır. Sonuç itibariyle de Türkiye'nin, çeşitli
kıstaslar aracılığıyla hazırlanan ve ülkelerin beşeri sermayelerinin gösterdiği gelişmeleri yansıtan farklı
endeksler içerisindeki yeri göz önüne alındığında, sahip olduğu beşeri sermaye birikiminin geliştirilmesi ve
güçlendirilmesi için atması gereken önemli adımların bulunduğu açıktır. Nihayet beşeri sermayeye verilen
önem arttığında, hedeflenen ekonomik kalkınmanın gerek nitelik, gerekse nicelik açısından daha sağlıklı bir
biçimde gerçekleşebileceği söylenebilir.