Objective: To evaluate retinal nerve fiber thickness, retina thickness, and choroid thickness in patients with clinically inactive thyroidassociated
ophthalmopathy.
Material and Method: Sixty-two eyes of 31 patients who were diagnosed as thyroid-associated ophthalmopathy between January 2018
and January 2021 were included in the study. These were compared with 60 eyes of 30 healthy individuals as control group. Detailed
ophthalmoscopic examination including best corrected visual acuity, biomicroscopic anterior and posterior segment examination, ophthalmoscopic
examination and intraocular pressure measurement were performed too all eyes. The degree of proptosis was determined
with Hertel exophthalmometer. Retinal nerve fiber thickness, central retina thickness, and choroid thickness were measured in all eyes
using optical coherence tomography.
Results: Twenty-two (71%) of 31 the thyroid-associated ophthalmopathy patients included in the study were female and nine (29%) were
male. Seventeen (56%) of the 30 control group members were female and 13 (44%) were male. Mean ages were 44.25 ± 16.92 years in
the thyroid-associated ophthalmopathy group and 42.73 ± 16.2 in the control group. There was no statistically significant difference between
the two groups in terms of demographic characteristics (p> 0.05). However, Hertel exophthalmometer and intraocular pressure
measurements differed significantly between the thyroid-associated ophthalmopathy and control groups (p=0.0001). Mean and inferior
retinal nerve fiber thicknesses were significantly lower in the thyroid-associated ophthalmopathy group (p<0.05). Choroid thickness was
significantly higher in the thyroid-associated ophthalmopathy group (p=0.035). Retina thickness was also significantly lower in the thyroid-
associated ophthalmopathy patients (p=0.001).
Conclusion: Inferior and mean retinal nerve fiber thickness and central retina thickness values were lower in the thyroid-associated opht
halmopathy patients than in the control group, while choroid thickness was higher. Long-term studies are needed to investigate the cause
of these findings and what problems they may ultimately cause.
Amaç: Tiroid ilişkili oftalmopatisi olan ve klinik olarak inaktif olan hastalarda retina sinir lifi kalınlığı, retina ve koroid kalınlığını değerlendirmek.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2018-Ocak 2021 tarihleri arasında göz polikliniğine başvuran ve tiroid ilişkili oftalmopatisi olan 31
hastanın 62 gözü dahil edildi. Kontrol grubu olarak 30 sağlıklı kişinin 60 gözü ile karşılaştırma yapıldı. Çalışmaya alınan tüm hastaların
en iyi düzeltilmiş görme keskinliği, biyomikroskopik ön ve arka segment muayenesi, oftalmoskopi muayenesi ve göz içi basıncı ölçümünü
içeren ayrıntılı muayenesi yapıldı. Hertel ekzoftalmometre ile proptozis derecesi belirlendi. Tüm gözlerde optik koherans tomografi
ile retina sinir lifi kalınlığı, santral retina ve koroid kalınlığı ölçümleri yapıldı.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 31 tiroid ilişkili oftalmopati hastasının 22’si (%71) kadın, 9’u (%29) erkekti. Kontrol grubuna dahil
edilen 30 hastanın 17’si (%56) kadın, 13’ü (%44) erkekti. Tiroid ilişkili oftalmopati grubunda ortalama yaş 44,25±16,92, kontrol grubunda
ortalama yaş 42,73±16,2 yıldı. Demografik özellikler açısından iki grup arasında istatistiksel anlamlı farklılık yoktu (p>0,05).
Tiroid ilişkili oftalmopati grubu ve kontrol grubu arasında Hertel ekzoftalmometre ölçümleri ve göz içi basıncı ölçümleri açısından istatiksel
olarak anlamlı farklılık mevcuttu (p=0,0001). Retina sinir lifi kalınlığı ölçümlerinde ortalama ve inferior retina sinir lifi kalınlığı
tiroid ilişkili oftalmopati grubunda anlamlı olarak daha inceydi (p<0,05).Tiroid ilişkili oftalmopatisi grubunda kontrol grubuna göre koroid
anlamlı olarak daha kalındı (p=0,035). Retina kalınlığı tiroid ilişkili oftalmopati grubunda anlamlı olarak daha ince idi (p=0,001).
Sonuç: Tiroid ilişkili oftalmopati hastalarında inferior ve ortalama retina sinir lifi kalınlığı ve santral retina kalınlığı kontrol grubuna
göre daha ince, koroid kalınlığı kontrol grubuna göre daha fazla olarak bulunmuştur. Bu bulguların nedenini ve sonuçta ne gibi sorunlara
neden olabileceğini araştırmak için daha ileri ve uzun dönem çalışmalara ihtiyaç vardır.