12.AİLE HEKİMLİĞİ ARAŞTIRMA GÜNLERİ, Adana, Türkiye, 12 - 15 Nisan 2018, ss.71
Giriş
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tanımına göre preterm doğum gebeliğin 37. haftadan önceki bir dönemde
sonlanmasıdır. Tüm gebeliklerin yaklaşık %12 ile %13’ü preterm doğumla sonlanmaktadır. Preterm doğum yılda 1
milyon neonatal ölümün primer nedenidir ve çocukluk çağı morbiditesinin en önemli sebeplerinden biridir. Preterm
eylemin önlenmesinde sağlık profesyonellerine önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu araştırma spontan preterm
doğuma neden olabilecek risk faktörlerini saptamak ve preterm doğumu önleyecek stratejiler geliştirmek amacıyla
yapılmıştır.
Yöntem
Rize ve İstanbul ilindeki 11 farklı Aile Sağlığı Merkezi’nde gebeliklerinde düzenli izlemleri yapılıp verileri kaydedilen
hasta dosyaları 1 Eylül 2017 ile 31 Aralık 2017 tarihleri arasında retrospektif olarak değerlendirildi. Araştırma için Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden etik kurul onayı alınmıştır.
Hasta verileri SPSS paket programında analiz edildi. Çalışılan veriler ortalama, frekans dağılım şeklinde sunuldu.
Değişkenlerin ikili karşılaştırmalarında Mann Whitney U ve ki kare testleri kullanıldı. Sonuçlar %95’lik güven aralığında,
anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi.
Bulgular
Çalışmanın gerçekleştiği tarihler arasında kayıtlı toplam doğum sayısı 483 olup, 189 (%39,1) olgu preterm doğum olarak
gerçekleşmiştir. Preterm ve term doğum yapan annelerin yaş ortalaması sırasıyla 30,56± 5,84 ve 32,23± 5,89 idi ve
gruplar arasında anlamlı fark vardı. (p=0,003) Term ve preterm doğan bebeklerin ortalama doğum ağırlıkları,
hemoglobin düzeyleri ve gebelik boyunca takip sayıları arasında anlamlı fark vardı. ( p<0,001)
Sonuç
Sonuç olarak çalışmamızda preterm doğum ile maternal anemi ve takip sayısının ilişkili olduğunu saptadık. Bu sonuç
prenatal izlemin ve maternal anemi tedavisinin önemini ortaya koymaktadır. Aile Hekimliği uygulamasında prenatal
bakım hizmeti geliştirilerek riskli gebelerin daha sık izleme çağrılması, maternal aneminin erken dönemde saptanıp
tedavi edilmesi sağlanarak preterm doğumları azaltmak mümkün olacaktır. Erken doğumun önlenmesi için tüm
kadınları kapsayan gebelik öncesi bakım hizmetleri geliştirilmelidir.