Türkiye'de Lösemi Lenfoma Miyelom Araştırmaları, cilt.8, sa.1, ss.11-19, 2024 (Hakemli Dergi)
Amaç: Kanama akut lösemili hastalarda görülen en önemli komplikasyonlardan biridir. Bu çalışmada yoğun kemoterapi alan akut lösemili hastalarda kanama ve kanama ilişkili ölüm ve kanamanın mortalite üzerine olan etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Hastalar ve Yöntem: Veriler retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: 258 hastadan 110’u (%42.6) kadın, 148’i (%57.4) erkek olup, yaş ortalaması 42.8 ± 13.5 yıldı. Remisyon indüksiyon tedavisi esnasında akut promiyelositik lösemi hastalarında, akut lenfoblastik lösemi hastalarına göre kanama; akut miyeloid lösemi ve akut promiyelositik löse- mi hastalarında, akut lenfoblastik lösemi hastalarına göre ciddi kanamanın daha fazla olduğu gözlendi (sırasıyla, kanama: p= 0.007, ciddi kanama: p= 0.008, p< 0.001). Fakat hastalar arasında kanamaya bağlı ölüm açısından farklılık izlenmedi. Kanama olan hastalarda trombosit sayısı ve fibrinojen düzeyi daha düşüktü (sırasıyla p= 0.015, p= 0.021). Ciddi kanama olan hastalarda ise lökosit sayısı, kreatinin ve ürik asit düzeyi daha yüksekken (sırasıyla p= 0.044, p= 0.006, p= 0.009), fibrinojen düzeyi daha düşüktü (p= 0.032). Remisyon indüksiyon tedavisi esnasında akut lenfob- lastik lösemi hastalarında, akut miyeloid lösemi ve akut promiyelositik lösemi hastalarına göre eritrosit ve trombosit süspansiyon ihtiyacının daha az (sırasıyla eritrosit süspansiyonu; p< 0.001, p= 0.006, trombosit süspansiyonu: p< 0.001, p< 0.001) olduğu izlenirken, akut promiyelositik lösemi hastalarında, akut miyeloid lösemi hastalarına göre taze donmuş plazma ihtiyacının daha fazla olduğu tespit edildi (p= 0.001). Toplam sağkalım süresi ciddi kanaması olmayan hastalarda, ciddi kanaması olan hastalara göre daha uzundu. Sonuç: Akut promiyelositik lösemi ve akut miyeloid lösemi hastalarında tedavinin erken dönem- lerinde kanama daha sık izlenmesine rağmen uygun yapılan kan transfüzyonu ile kanamanın mortalite üzerine olan etkisinin ortadan kalktığı gözlenmektedir.