Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi , sa.62, ss.179-198, 2024 (ESCI)
Bir milletin varoluşu, yaşamı ve kültürü üzerine eşsiz bilgiler içeren destanlar hem tarih hem de kültürün taşıyıcıları olarak aynı zamanda o milletin kimliğini temsil ederler. Türk Dünyasını yansıtan kült bir destan olarak kabul edilen Dede Korkut Kitabı pek çok araştırmacı tarafından farklı yönleriyle ele alınmış ve bu incelemede insanlığın doğuşundan günümüze kadar uzanan kadın sorunu da yerini almıştır. Türk kadınının toplumdaki rolü ve önemi bağlamında Dede Korkut Kitabı üzerinden yapılan çalışmaların yanı sıra Batılı kadın ile yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda Batı edebiyatının kült destanlarından kronolojik olarak Dede Korkut’tan çok daha önce gerçekleşen olayları konu edinmesine rağmen bir destan örneği olması sebebiyle İngiliz destanı Beowulf’a odaklanan incelemeler yoğunluktadır. Hâlbuki Dede Korkut’taki olayların resmedildiği ve kaleme alındığı zamanda Batı edebiyatında destanların yerini romanslar almıştır. Dede Korkut Kitabı’nın çağdaşı romanslar ile karşılaştırılması ise henüz yapılmamıştır. Bu doğrultuda Dede Korkut’ta resmedilen Türk kadını imgesinin Batı edebiyatındaki Batılı kadını imgesi ile karşılaştırmasını yaparken batılı çağdaşları romans kadınlarını irdelemenin alana katkı sağlayacağı muhakkaktır. Bu makalede Orta Çağ Türk ve Batılı Kadının toplumdaki yeri ve önemi Türk ve Batı edebiyatının üç kült eseri olan Dede Korkut Hikâyeleri, Sir Gawain ve Yeşil Şövalye, ve Arthur’un Ölümü metinleri üzerinden geniş bir sosyal ve edebi çerçevede karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.