Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, cilt.12, sa.23, ss.35-52, 2022 (Hakemli Dergi)
Ağıt formatında olan Anglo-Sakson şiiri genellikle erkeklerin dünyasını resmeder.
Bu dünya; savaşlarla yoğrulmuş, sürgün ve ayrılıklarla dolu bir dünyadır. Bu şiirler arasında,
Anglo-Sakson kadınının bakış açısını yansıtan şiirlerin sayısı çok azdır; fakat bu kaotik
dünyadan onlar da nasiplerini alırlar. Bu sürgün dünyasında, kadınların rol ve kimlikleri
erkekler tarafından şekillendirilir. Anglo-Sakson kadınının çilesini yansıtan eserler içerisinde
göze çarpan iki eser Kadının Ağıtı (The Wife's Lament) ve Wulf ve Eadwacer (Wulf and
Eadwacer)’dır. Kadının Ağıtı’nda, kadın anlatıcının sözleri sürgünde olması sebebiyle derin
bir keder barındırır. Büyük ihtimalle bir kan davası yüzünden yurdunu ve kendisini terk eden
kocasını arayan kadın, içine düştüğü tecrit hayatını anlatır. Benzer şekilde, Wulf ve
Eadwacer’da kadın anlatıcı kan davası sebebiyle maruz kaldığı tecrit hayatından bahseder. Bu
kadın anlatıcı da kocasından ayrı düşmüş ve kabilesinin ona karşı duyduğu nefretten ötürü acı
çekmektedir. Kadının Ağıtı (The Wife's Lament) ve Wulf ve Eadwacer (Wulf and Eadwacer)
Eski İngilizce ağıtları içerisinde yer alır ve nadir bir durum olan kadın anlatıcılara sahip
olmalarıyla eşsizdirler. Bu iki eserin başka bir eşsiz tarafı da Eski İngiliz şiirinde nadir örneği
görülen erkek egemen Germen dünyasında Anglo-Sakson kadınlarının çıkmazlarını
yansıtmalarıdır. Bu bağlamda, bu makale Kadının Ağıtı (The Wife's Lament) ve Wulf ve
Eadwacer (Wulf and Eadwacer)’da Anglo-Sakson kadınlarının rol ve kimliklerinin sürgün,
ayrılık ve kan davasıyla dolu erkek egemen dünyası tarafından nasıl oluşturulduğunu
tartışmayı ve bu emsalsiz metinleri Türk okuyucuyla buluşturmayı hedeflemektedir.
Anahtar kelimeler: Anglo-Sakson kadınları, Kadının Ağıtı, Wulf ve Eadwacer, kimlik,
sürgün