IV. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, Trabzon, Türkiye, 6 - 09 Aralık 2021
Santalaceae familyasının üyesi olan ökseotu (Viscum album L.)
ülkemiz orman alanlarında doğal olarak yayılış gösteren yarı parazit
bitkilerdendir. Ökseotu ağaçların fizyolojik süreçlerini olumsuz yönde
etkileyerek, su stresine sokmakta ve ciddi artım kayıplarına sebep olmaktadır.
Bunun sonucu olarak ağaçlar fizyolojik olarak zayıflamakta ve ikincil
zararlıların etkisiyle ağaç ölümleri görülebilmektedir. Son yıllarda Avrupa ve ülkemiz ormanlık
alanlarında ökseotu yoğunluğunda istatistiksel olarak ciddi bir artış söz
konusudur. Bu artışa paralel olarak ülkemizde işletilen ormanlar ve Milli Park
sınırlarındaki ormanlık alanlarda ökseotu yoğunluğunda dikkate değer bir artış
olduğu görülmektedir. Ökseotları özellikle Milli parkların doğal kaynak
değerini oluşturan ormanlık alanlarının sağlık durumunu olumsuz yönde
etkileyerek, bu sahaları ikincil zararlılara karşı savunmasız hale
getirmektedir. Bu çalışmada Niğde ili, Çamardı İlçesi Sınırları içerisinde
bulunan Aladağlar Milli Parkı, Emli Vadisinde bulunan, Toros Göknarı (Abies
cilicica (Antoine & Kotschy) Carrière) Meşcerelerin de göknar ökseotu
(Viscum album subsp. abietis (Wiesb.) Abromerit) yoğunluğunu belirleyebilmek amacıyla, 500 m2
büyüklüğünde 3 adet örnek alanda toplam 244 adet göknar bireyi örneklenmiştir.
Ağaçlarda çap, boy ve yetişme ortamına ilişkin bakı, yükselti, bitki örtüsü,
kapalılık, eğim gibi alanı tanımlayıcı parametreler ölçülmüş ve ağaçlarda
ökseotu bulunma durumu değerlendirilmiştir. Ağaçlar üzerinde ökseotu miktar ve
yoğunluğunu belirlenmesi amacıyla 6 dereceli bodur ökse otu sınıflandırma
sistemi kullanılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre örneklenen alanlardaki
ölçümleri gerçekleştirilen toplam 244 ağacın ortalama d1.30 çapı 10,5 cm,
ortalama boyu 6,05 m olup, ortalama yaşı ise 78 dir. Deneme alanlarındaki
ağaçların 32 sinde ökse otu bulaşıklığı görülmezken, 68’ inde ökse otu
bulaşıklığı bulunmaktadır. Ökse otu bulaşıklığı olan ağaçların bulaşıklık
durumlarına bakıldığında ise, 28’ i az derecede bulaşık, 23 orta derecede
bulaşık ve 17’ si ise çok derecede
bulaşık durumdadır. Dolayısıyla alandaki bireylerin 50 si orta ve çok bulaşık
seviyesinde olup bu ağaçlar fizyolojik olarak zayıflamış durumdadırlar. Örnek
alanlardaki ökse otu bulaşıklığı olan bireyler üzerinde ökse otu yoğunluğunun
ağaçların üzerindeki dağılımlarına bakıldığında; ağaçların üst, orta ve alt
tepe bölümlerinin sırasıyla 68’inin, 38’ inin ve 9’ unun çok bulaşık olduğu
tespit edilmiştir. Dolayısıyla çok bulaşık olma durumunun ağacın genellikle üst
tepe bölümünden başladığı ve en yüksek ilişkinin üst tepe bölümünde bulunduğu,
orta bölümünde derecesini azaltarak, ağacın alt tepe bölümünde en düşük şekilde
gerçekleştiği bulunmuştur. Çalışma sonuçlarının araştırmacılara ve
uygulayıcılara bu zararlının ekolojisi hakkında bilgi sunarak mücadelesi
konusunda yararlı olacağı düşünülmektedir.