KIBRIS: ULUSAL DAVA, ULUSLARARASI ÇIKMAZ


KÖSE İ.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU DERGİSİ, cilt.16, sa.1, ss.37-112, 2013 (Hakemli Dergi)

Özet

Kıbrıs, Türkiye'nin ulusal davası, aynı zamanda uluslararası çıkmazı.  Resmen dile getirilmese de AB üyeliği yolunda önündeki en büyük engel. Ulusal davaları kazanmak için uzun soluklu mücadelelere ihtiyaç vardır. Bu mücadeleler bazen vazgeçilmezlerden vazgeçmeyi gerektirir. Oysa 1974’teki I. ve II. Barış Harekâtları Ada’daki Türkleri Rum mezaliminden kurtarmak, Rumların tüm Ada’ya hâkim olmalarına engel olmak ve Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarını korumak için yapılmıştı. 1974 müdahaleleri gerçekleşmeseydi Rumlar Akritas Planı’nın kademeli uygulaması ile Ada’yı ele geçireceklerdi.

 

Zaten Rum milliyetçiler ilk denemelerini yaklaşık yüzyıl önce Girit Adası’nı Osmanlı Devleti’nden koparırken yapmış ve amaçlarına ulaşmışlardı. Makarios yönetiminin ihtiraslarına kurban gitmeseydi, bu sefer de başarıya çok yaklaştıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Her ne kadar daha sonraki yıllardaki hatalı dış politika yaklaşımları ve uluslararası sistem kasıtlı olarak meşruluğunun altını boşaltmış olsa da, 1974 müdahaleleri Türk dış politika karar alıcıları tarafından mecbur kalınarak yapılmıştı. Garantörlük Antlaşmaları ve Uluslararası Hukuk kuralları çerçevesinde düşünüldüğünde müdahale haklı gerekçelere dayanıyordu. Aksi durumda dünya politikasını dizayn eden aktörlerin Irak’a veya Afganistan’a müdahale etmemeleri gerekirdi. Çünkü bu müdahalelerin hiçbir tanesinin iddia edildiği gibi “liberal intervenionism” ya da “good governance” yaklaşımları ile alakası yoktur. 

Cyprus is Turkey’s national cause and at the same time international dead-end for Turkish foreign policy. Despite it is not declared officially it is the most important barrier for Turkey’s accession into EU. To achieve success in international causes long-term struggles are vital. These struggles sometime require to abandon untransferable policies. Whereas two Peace Operations of 1974 were arranged both to save Islander Turks from Greek atrocities, prevent a Greek dominance on the island and protect Turkey’s interests in the region. If 1974 Operations were not done Greek Cypriots would implement Akritas Plan gradually and would occupy whole island.

Greek Nationalists already had ceded Crete from Ottoman State by this method about hundred years ago. If it had not been sacrificed by Makarios’ passions, this time in Cyprus they would already achieve success once again.  Notwithstanding later developments and false foreign policy approaches and international system had undermined its legality, 1974 Peace Operations had been done due to requirements of the era by Turkish foreign policy makers. When it is evaluated in the context of the norms of  International Law and Guarantee Right giving treaties, 1974 intervention based on legal roots. Otherwise, international actors should not have intervened to Irak and Afghanistan. Because neither of these interventions had related with “liberal interventionism” nor “good governance” as it is argued.