TURKISH STUDIES, cilt.8, sa.13, ss.1281-1292, 2013 (SSCI)
Tarih boyunca, zamana bağlı olarak değişen koşul ve ihtiyaçlar
dolayısıyla varlığını sürdüremeyip dönüşüme uğrayan edebî türler
arasında; mit, destan, masal ve hikâye arasındaki geçişin ardından 17.
yüzyıl başında ortaya çıkan roman, bugüne kadar önemini giderek
artırarak var olan en dikkat çekici türdür. Tahkiyeye dayalı sözlü türler
döneminin yavaş yavaş kapanmaya başladığı dönemde belirip, bilimin
gelişmesi ile büyük bir atılım yapar ve anlatıcının yerini yazıcının,
dinleyicinin yerini okurun aldığı yeni bir edebî ortamda hâkimiyet
kurar. Anlatım olanaklarının çokluğu romanın ivme kazanmasında ve
etkinliğini sürdürmesinde önemli rol oynar. Ortaçağ romansları;
romantik, modern ve modernist roman, yeni roman ve postmodern
roman süreçlerinden sonra bu türü nelerin beklediği ise tartışma
konusudur.
20. yüzyılın ortalarına doğru ortaya çıkan ve zamanla her alanda
etkisini hissettiren postmodern felsefenin, edebiyatta ve dolayısıyla
romanda da kendini göstermesiyle doğan postmodern roman, bu türün
son yöneliminin sonucudur. Ancak üretilen eserlerin genel özellikleri
postmodern felsefeyi yansıtmakla birlikte, bu eğilimin kendinden önceki
edebî hareketleri tamamen dışladığı ve günümüz romanının tek bir
akımın etkisi altında ortaya konduğu söylenemez.
Bu makalede, başlangıcından itibaren pek çok değişime uğrayan
ve söz konusu süreci henüz tamamlamamış olan roman türünün
geçirdiği evreler ele alınacak, günümüzdeki durumu ile ilgili
değerlendirmelerde bulunulacak ve gelecekteki durumu tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: romantik dönem romanı, modern roman,
modernist roman, yeni roman, postmodern roman, büyülü gerçekçilik,
hipermetin