2. Uluslararası Hitit Güvenlik Çalışmaları Kongresi, Çorum, Türkiye, 9 - 11 Aralık 2022, ss.177-178
Bu
araştırmanın amacı, 2022 yılında Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunan Rusya’ya
yaptırım uygulayan ülke ve şirketlere karşı Rusya’nın geliştirdiği baş etme
stratejilerini uluslararası işletmecilik perspektifinden ele almaktır. Rusya ve
Ukrayna arasında yaşanan gerilimin güvenlik alanıyla birlikte ekonomi ve iş
dünyasında da önemli yansımaları olduğu görülmektedir. Çok sayıda ülke ve
şirketin Rusya’nın saldırgan tutumunu kınadığı, küresel birçok şirketin Rusya
pazarından çıktığı ya da ülkedeki faaliyetlerini askıya aldığı bilinmektedir.
Benzer bir senaryonun 2014 yılında Kırım’ın ilhakı sonrasında da yaşandığı ve
Rusya’nın uluslararası toplumun ciddi yaptırımlarına maruz kaldığı
hatırlanmaktadır. Araştırmalar Rusya’nın bu süreçte yaşadığı tecrübeyi üretim
ve teknolojide yerliliği artırma konusunda fırsata dönüştürdüğünü
göstermektedir. Ukrayna müdahalesi sonrasında Rusya’nın yaşanan gelişmeleri
benzer şekilde avantaja dönüştürerek daha da güçlenebileceği tartışılırken yaptırımlara
karşı geliştirdiği baş etme stratejileri de dikkat çekmektedir. Bu
stratejilerin geliştirilmesi bir yandan önceki tecrübelere göre çok daha büyük
çaplı yaptırımların uygulanması ile diğer yandan küreselleşen ekonomi ve
bağımsızlaştırılamayan ticari faaliyetler ile ilişkilendirilebilmektedir.
Rusya’ya
uygulanan yaptırımlara karşı geliştirilen baş etme stratejilerinin Rus devleti
tarafından desteklendiği bilinmektedir. Örneğin yeni bir ticaret rotasının
belirlenmesi, ki bu rotanın Güneydoğu Asya ve Ortadoğu üzerinde olması
beklenmektedir, Rus Devleti tarafından yürütülen bir proje olduğu belirtilmektedir.
Küresel finans sisteminin ülke nezdinde bağlayıcısı olan ulusal finans sistemi
için Rusya Merkez Bankası tarafından geliştirilen Mir Kart uygulaması diğer bir
baş etme stratejisi olarak dikkat çekmektedir. Uluslararası para akışının devamlılığını
sağlamak üzere Rusya için geliştirilen SPSF’nin (System for Transfer of Financial Messages), SWIFT (Society for
Worldwide Interbank Financial Telecommunication) sisteminin alternatifi olduğu
görülmekte, Şangay İşbirliği Örgütü’ne bağlı ülkelerin bu sisteme davet
edildiği bilinmektedir. Kripto para ile uluslararası transferlerin
gerçekleştirilmesine yönelik uygulamalar, bu süreçte güncel teknolojik
gelişmelerin de takip edildiğini göstermektedir. Ödeme sistemleri adına
geliştirilen uygulamalardan bir diğeri çevre ülkelerin bankaları aracılığıyla
banka kartı elde etmeye dayanmaktadır. Kazakistan, Özbekistan, Belarus gibi
ülkelere banka hesabı açmak için düzenlenen turların olması, bu uygulamanın “kart
turizmi” olarak anılmasına neden olmaktadır.
Finansal
piyasalarda para akışını sağlamaya yönelik çabalar, Rusya ile ticari
faaliyetlerin sürdürülebilmesi adına da gösterilmektedir. Ticari uygulamalardan
birinin, Rusya’ya ürün ve hizmet ihraç etmeme kararı alan ülkelerden gerekli
tedariği sağlamak için paralel ithalat yollarının geliştirilmesine yönelik
olduğu görülmektedir. Bazı ülkelerin, yeni ithalat rotalarında merkezi konuma
yerleştirilmesi yoluyla “transit hub” haline geldikleri bilinmektedir. Bu
uygulamaların bir adım ötesinde ise, çevre ülkelerde vatandaşlık alınması ve
kurulan şirketler vasıtasıyla Rusya’ya ticari mal girişinin sağlanması adına
yürütülen çalışmalar yer almaktadır. Rusya tarafından uygulamaya geçirilen bu
stratejilerin tamamının uluslararası işletmeleri olumlu ya da olumsuz
etkileyeceği öngörülmektedir. Bu anlamda Rusya-Ukrayna meselesinin uluslararası
işletmecilik disiplini adına da yakından takip edilmesi, sürecin özellikle yeni
ticaret yolları üzerinde bulunan ülkelerdeki şirketler açısından irdelenmesi
gerektiği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası işletme,
Küresel şirket, Baş etme stratejileri, Rusya, Ekonomik yaptırım.