in: Mahalle Odaklı katılım 5.0, Yasemin Çakırer Özservet,Hülya Küçük Bayraktar, Editor, Nobel Yayınevi, Ankara, pp.71-89, 2021
The neighborhood has undergone changes in conceptual terms and rituals with the urbanization processes in different periods. The “new neighborhood” that emerged as a result of these processes brought some threats and opportunities. In addition, it can be considered as an important opportunity for sharing spaces to become “more flexible in terms of time and space” and to produce new channels with the opportunities provided by today. With this, the strengthening of the idea of "return to the neighborhood" may point to a neighborhood-oriented participation idea with the thought that it can offer solutions to urban problems in terms of "longing for the old neighborhood". Particularly, with the development of information and communication technologies and the transformation of mass communication into individual-oriented, the phenomenon of participation has become more inclusive by becoming independent of time and space. The effect of all these spaceless and timeless phenomena on neighborhood components and the change process of these phenomena have become remarkable.
With this perspective, the study aims to add a new perspective to the process by considering the transforming neighborhood with the concept of “rhythmanalysis”. The basic approach of the study is to consider the rhythmanalysis, which Lefebvre put forward as a tool to understand, analyze and interpret everyday life and to evaluate the transition process, which is defined as traditional and new, through rhythm. In particular, interpreting the combination of multiple regular (polyrhythmia) and irregular (arrhythmia) rhythms in the traditional neighborhood and evaluating the causes and consequences of these rhythms taking on creative (orrhythmic) patterns with the change in the transforming neighborhood constitutes the perspective.
In summary, this study aims to address the neighborhood, which has begun to become spaceless and timeless, with the analysis of daily life, rituals and rhythm patterns that make up daily life. In addition, it tries to understand the differences that arise with the transitions between the traditional neighborhood and the new neighborhood. In this context, the research questions are how the new neighborhood can provide opportunities for new participation practices and how the nurturing relationship between the traditional and the new neighborhood can be revealed. The basic output of the study is to determine the pattern in the new neighborhood and the potentials of this pattern by reading the rhythmic reflections of the traditional actors and processes that form the background of daily life. At the same time, by the idea of a changing-transforming neighborhood and the phenomenon of returning to the neighborhood, the issue of shaping the memory of the past period and making current practices sustainable is another important output.
Mahalle farklı dönemlerdeki kentleşme süreçleriyle birlikte kavramsal anlamda ve gerçekleşen ritüelleriyle değişikliklere uğramıştır. Bu süreçlerin sonucunda oluşan “yeni mahalle” birtakım tehdit ve fırsatları beraberinde getirmiştir. Bu tehditler özünde “bireyin mekândan soyutlanması” ile ilişkilendirilebilir. Öte yandan paylaşım mekanlarının günümüzün sağladığı olanaklarla “zaman ve mekân bakımından daha esnek” hale gelmesi ve kendine yeni kanallar üretebilmesi önemli bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte hem “eski mahalleye özlem” hem de mahallenin taşıdığı nitelikler ve ölçeği bakımından kentsel sorunlara çözüm önerileri getirebileceği düşüncesiyle “mahalleye dönüş” fikrinin güçlenmesi, “mahalle odaklı katılıma” işaret etmektedir. Özellikle bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve kitlesel iletişimin birey odaklı hale dönüşmesiyle katılım olgusu zamandan ve mekândan bağımsız hale gelerek daha kapsayıcı olamaya başlamıştır. Tüm bu mekânsız ve zamansız olgularının mahalle bileşenleri üzerindeki etkisi ve bu olguların değişim süreci dikkate değer hale gelmiştir.
Bu perspektifle birlikte çalışma, dönüşen mahalleyi “ritimanaliz” kavramıyla ele alarak sürece yeni bir bakış açısı katmayı amaçlamaktadır. Lefebvre’nin gündelik yaşamı anlama, analiz etme ve yorumlama aracı olarak ortaya attığı ritimanalizi, gündelik yaşamın temelini oluşturan ve birey-toplum arasındaki ilk temasın sağlandığı mahalle çerçevesinde ele almak, geleneksel ve yeni olarak tanımlanan geçiş sürecinin ritimler aracılığıyla değerlendirmek çalışmanın yöntem olarak temel yaklaşımıdır. Özellikle geleneksel mahalledeki çoklu düzgün (poliritmi) ve aksak (aritmi) ritimlerin bir aradalığını yorumlayarak; bunların dönüşen mahallede yok olması veya değişmesiyle yeni mahallede yaratıcı (öritmi) desenlere bürünmesinin sebep ve sonuçlarının değerlendirilmesi yöntemin mahalle olgusuna bakış açısını oluşturmaktadır.
Özetle, gündelik yaşamı, gündelik yaşamı oluşturan ritüelleri ve ritim desenlerinin analiziyle mekânsız ve zamansız hale gelmeye başlayan mahalleyi ele almayı hedefleyen bu çalışma; geleneksel mahalle ve yeni mahalle arasındaki geçişlerle ortaya çıkan farklılıkları anlamaya çalışmaktadır. Bu kapsamda yeni mahallenin yeni katılım pratikleri için nasıl fırsatlar sağlayabileceği, geleneksel ile yeni mahalle arasındaki beslemeli ilişkinin nasıl ortaya konabileceği araştırma sorularını oluşturmaktadır. Gündelik yaşamın arka planını oluşturan geleneksel aktör ve süreçlerin ritimsel yansımalarının okunmasıyla yeni mahalledeki deseni ve bu desenin potansiyellerinin belirlenmesi çalışmanın temel çıktılarıdır. Aynı zamanda değişen-dönüşen mahalle fikriyle mahalleye dönüş olgusunun getirdiği güncel pratiklerin, geçmiş dönem belleğini şekillendirme ve sürdürülebilir hale getirme konusu çalışmanın diğer bir önemli çıktısıdır.