Objective: To evaluate the level of achieving target refractive results and possible ocular parameters that may affect this level
in eyes undergoing cataract surgery. Material and Methods: Seventy
eyes of 66 patients who underwent uncomplicated phacoemulsification
surgery were included in this prospective study. The closest intraocular lens (IOL) power to emmetropia was calculated by optical biometry. The target refraction (TR) values calculated by the biometry device
for the IOL power to be placed in the capsule during surgery was
recorded. The final refraction (FR) values of the patients were measured at the first month after surgery. Refractive deviation (RD) was
detected as the difference between FR and TR. The relationship between ocular biometric parameters and RD was analyzed statistically.
Results: The mean age of the patients was 67.93±9.40. Preoperative
mean TR values were measured as-0.10±0.21 D, and the mean FR values in the first month were +0.03±0.60 D (p=0.07). The mean amount
of RD of the patients was calculated as +0.13±0.60 D. The amount of
RD was in the range of ±0.25 D in 31.4% of patients, ±0.50 D in 62.9%
and ±1.00 D in 88.6%. It was observed that the mean keratometric values obtained with the biometry device before and after surgery were
similar in the central cornea. However, axial length values after surgery
were measured as 0.07±0.04mm shorter than the preoperative values
(p<0.01). There was no significant correlation between RD and ocular
parameters evaluated before and after surgery (p=0.94). Conclusion: It
was observed that the amount of RS was clinically and statistically negligible after uncomplicated phacoemulsification surgery performed with
optical biometry.
Amaç: Katarakt cerrahisi geçiren gözlerde, optik biyometri ile
belirlenen hedef refraktif sonuçlara ulaşılabilme seviyesinin ve bu seviyeye etki edebilecek oküler parametrelerin değerlendirilmesi. Gereç
ve Yöntemler: Bu prospektif çalışmaya komplikasyonsuz fakoemülsifikasyon cerrahisi gerçekleştirilen 66 hastanın 70 gözü katıldı. Cerrahi
öncesi ayrıntılı oftalmolojik muayeneleri gerçekleştirilen hastalara optik
biyometriyle ölçümler yapılarak emetropiye en yakın göz içi lens (GİL)
gücü hesaplandı. Ameliyat esnasında kapsül içine yerleştirilecek GİL
gücü için biyometri cihazının hesapladığı hedef refraksiyon (HR) değerleri kaydedildi. Cerrahi sonrası birinci ayda hastalara ait sonuç refraksiyon (SR) değerleri ölçüldü. Refraktif sapma (RS), SR ile HR
arasındaki fark olarak hesaplandı. Biyometrik parametreler ile RS arasındaki ilişki istatistiksel olarak incelendi. Bulgular: Çalışmaya katılan
hastaların yaş ortalaması 67,93±9,40 idi. Ameliyat öncesi ortalama HR
değerleri -0,10±0,21 D olarak ölçülen hastaların birinci aydaki SR değerleri ortalama +0,03±0,60 D idi (p=0,07). Hastalara ait RS miktarının ortalaması +0,13±0,60 D olarak hesaplandı. RS miktarı hastaların
%31,4’ünde ±0,25 D, %62,9’unda ±0,50 D, %88,6’sında ise ±1,00 D
aralığında olduğu görüldü. Biyometri cihazıyla elde edilen ameliyat öncesi ve sonrası döneme ait ortalama keratometrik değerlerin merkezi
korneada benzer olduğu; ancak cerrahi sonrası aksiyel uzunluk değerlerinin öncesi döneme göre ortalama 0,07±0,04 mm daha kısa ölçüldüğü görüldü (p<0,01). Elde edilen RS değerleri ile ameliyat öncesi ve
sonrası döneme ait hiçbir oküler parametre arasında anlamlı ilişki bulunamadı (p=0,94). Sonuç: Optik biyometri eşliğinde gerçekleştirilen
komplikasyonsuz fakoemülsifikasyon cerrahisi sonrası RS miktarının
klinik ve istatistiksel olarak ihmal edilebilir seviyede olduğu görülmüştür