Akademik Veri Yönetim Sistemi
ASES X. INTERNATIONAL SOCIAL SCIENCES CONGRESS, Niğde, Türkiye, 2 - 04 Mayıs 2025, ss.1343, (Özet Bildiri)
İşsizlik ve işgücüne katılım arasındaki uzun dönemli ilişki, işgücü piyasası dinamiklerini anlamak adına önemli bir konu olmuştur. Bu ilişkinin varlığı, işsizlik oranı ile işgücüne katılım oranının uzun vadede birlikte hareket ettiğini göstermektedir. Ayrıca, pozitif ilişki ilave işçi etkisini desteklerken, negatif ilişki cesareti kırılmış işçi etkisini göstermektedir. İlave işçi etkisi ekonomide bir gerileme durumunda, geçim sağlayan kişinin yakınlarının kaybedilen gelirini telafi etmek için işgücüne girmeye daha fazla motive olacağını varsaymaktadır. Cesareti kırılmış işçi etkisi ise çalışanların işe alınma olasılığı azaldığında hareketsiz hale gelmesidir. Bu, iş arama giderlerinin iş bulma şansı azaldıkça olası faydaları aşma ihtimaliyle açıklanabilmektedir. Bu çalışmada, uzun vadede işsizlik oranı ile işgücü katılım oranı arasında bir ilişki olup olmadığını tespit etmek için 1983-2023 dönemi yıllık verileriyle MMQR, FMOLS, DOLS, CCR ve MG tahmincileri kullanılmıştır. Literatürün genelinden farklı olarak G7 ülkeleri özelinde cinsiyete dayalı bir analiz gerçekleştirilmiştir. Buna göre kadın işgücüne katılım oranı, erkek işsizlik oranı ile birlikte artıyorsa bir ilave işçi etkisi vardır. Cinsiyete dayalı iş kategorizasyonu, işe alma ve terfide ayrımcılıktan etkilenen kadınlar, erkek işsizlik oranı arttıkça işgücünde daha fazla ilerlemelerini engelleyen önyargının sona erdiğine ve dolayısıyla artık erkeklerin kadınlara göre tercih edilmediğine inanabilmektedirler. Ayrıca, geleneksel olarak erkek egemenliğinde olan mesleklere yönelen kadınların, erkeklerin işsiz kaldığı dönemlerde boşalan pozisyonlarda çalışma motivasyonları artabilmektedir. Tersine, erkek işsizlik oranı arttıkça kadın işgücüne katılım oranı düşerse bir cesareti kırılmış işçi etkisi vardır. Çocuk bakımı, ev işleri, daha az ücret alma ve hiyerarşilerde erkeklerin baskın olması gibi sınırlamalar bunun nedeni olabilmektedir. Sonuç olarak, kadınlar erkek işsizlik oranı arttığında genellikle daha iyi beklentilere sahip olan erkeklere kıyasla iş bulmanın kendileri için daha zor olacağına inanabilmektedirler. G7 ülkelerine ilişkin bulgular, erkek işsizliği durumunda kadınlar için cesareti kırılmış işçi hipotezinin geçerli olduğunu, benzer şekilde kadın işsizliği durumunda da erkekler için aynı hipotezin geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Politikacılar, işsizlik oranının durgunluk dönemlerinde hafife alınmasına ve genişleme dönemlerinde olması gereken değerden fazla görünmesine neden olacak bu etkiyi göz önünde bulundurmalıdır. Ayrıca, işsizlik oranı arttığında iş aramaktan vazgeçen insanlar işgücüne katılmaya teşvik edilmelidir.