Kırsal Yerleşmelerde Ekonomik Çeşitlenmenin Nüfus ve İşgücü Hareketliliği Üzerindeki Etkisi: DKB/Trabzon Örneği


Beyazlı D., Kul F., Kösa B.

20. Ulusal Bölge Bilimi ve Planlama Kongresi, Erzincan, Türkiye, 20 - 21 Mayıs 2021, ss.54-55

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Erzincan
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.54-55
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Ülkemizde ve dünyada kırsal yerleşmeler sayıca ve mekansal olarak çok büyük bir alanı kaplamakta ve ekosistem için önemli bir denge unsuru olma özelliği taşımaktadır. Ekonomik ve sosyal özelliklerinin yanı sıra nüfusun temel ölçüt olduğu tanımlamalar kırsal yerleşmelerin tanımlanmasında ve sınıflanmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Kırsal yerleşmelerdeki eşik nüfus değeri 1970’lerde genelde 2.000 iken, 1980’lerde 10.000’e, 1990’lardan sonra ise 20.000’lere çıkmıştır. Günümüzde çoğu araştırmada kır-kent ayrımı için 20.000 nüfus eşiğinin kabul görmesi özellikle 1980’li yılların başında DPT’ce yapılan kent eşiği araştırması sonucunda alt sınır olarak 20.000 kişi- üst eşik nüfus olarak 50.000 nüfusun tanımlanmasının etkisi büyüktür. Nüfus kriteri üzerinde rakamsal olarak uzlaşı sağlanmamış olsa da en temel belirleyici olarak halen kabul edilmektedir. Salt nüfus büyüklüğü değil yoğunluk kriteri de (OECD, EUROSTAT kriterleri) kırsal yerleşmelerin kademelenmesinde temel belirleyicidir. 20.yy. sonlarında ortaya çıkan sosyo-ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonrasında küresel ekonomik yapının değişimi coğrafi uzmanlaşmayı, yerleşmeler sistemini ve ilişkilerini ciddi şekilde etkilemiştir. Küreselleşme, yerelleşme, küyerelleşme tartışmaları sürerken kırsal yerleşmelerdeki temel ekonomik sektörlerin ağırlıklı gerçekleştirilen üretim faaliyetlerinden - çoğunlukla tarım ve hayvancılık gibi katma değer açısından düşük kaynağa dayalı ekonomik faaliyetler- oluşmaktadır. Bu ekonomik faaliyetlerin emek yoğun olmasının yanı sıra maddi getirisinin diğer ekonomik faaliyetlere kıyasla daha düşük olması nedeniyle kırsal alanda yaşayan halkın ekonomik refahının ve yaşam standartlarının daha yüksek olduğu kentlere göç etmesi/hareketliliği söz konusudur. Bu hareketlilik, geçici ya da kalıcı nüfus hareketi ve ekonominin çeşitlenmiş olduğu yerlerde ise istihdam yapısına bağlı işgücü hareketi olarak ortaya çıkmaktadır. Mevsimlik tarım-turizm veya inşaat işçiliği gibi belirli dönemlerde gerçekleştirilen faaliyetlerde ‘uluslararası kırsal emek göçü’ olarak nitelendirilebilecek bir nüfus hareketi söz konusu olurken, emeklilik, doğal yaşama dönüş ve ikinci konut edinme yoluyla tersine bir nüfus hareketinden de söz edilebilir. Kırsal yerleşmelerde yaşanan nüfus hareketi nitelikli, genç, ekonomik faal nüfusun hareketi olup bağımlılık oranlarını ve uzmanlaşmayı ciddi şekilde etkileyecek bir harekettir. Kırsal alana yönelik yapılan tanımlarda bu alanları tarıma dayalı bir ekonomi ile ilişkilendirme ve kırsal alanların üretim alanları olmaları durumu son yıllarda tüketim alanları olmaları ile değişiklik göstermeye başlamıştır. Tüketime zemin hazırlayan faaliyetlerin ise kırsal yerleşmelerde ortaya çıkma biçimi çeşitli etkenler nedeniyle farklılık göstermiştir. Tüketim faaliyetlerinin farklılık gösterebileceği ifade edilse de bunlar içerisinde en yaygın olanı turizmdir. Turizmin kırsal yerleşmelerde varlığını göstermesiyle sektörel çeşitlilik ve ekonomik dirençlilik sağlansa da tarımsal üretimin azalması, arazi değerlerinin artması, doğal alanların ziyaretçi baskısı ile tahrip edilmesi ve özgün dokunun zarar görmesi gibi olumsuz durumların ortaya çıkmasına yol açar. Bu kapsamda, örnek alan olarak belirlenen Trabzon İli’nde yer alan 6360 Sayılı Kanun sonrasında mahalleye dönüşen kırsal yerleşmelerde, özellikle tarım dışı faaliyetlerle oluşan ekonomik çeşitlenmenin ortaya konulması ve bu ekonomik çeşitlenmenin nüfus ve işgücü hareketliliği üzerinde yarattığı etkinin ikincil verilerle ölçülmesi amaçlanmaktadır. 2019 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda Kalkınma Ajanslarınca gerçekleştirilen saha çalışmasına ait kırsal anket verilerinden yararlanılarak oluşturulacak tematik haritalarla bulgular görselleştirilecektir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, kırsal alandaki ekonomik çeşitlenmenin mevcuttaki nüfus hareketliliği trendini tersine çevireceği ve kırsaldaki işgücü hareketliliğini arttıracağına ilişkin ipuçları vermektedir. Kırsal yerleşmedeki ekonominin tarım ve hayvancılık odaklı kalmayıp, kırsal ekonomiyi güçlendirmeye yönelik kırsal turizm, kırsal imalat, bilişim ve iletişim teknolojileri, sanayi gibi çeşitli sektörlerinde sürdürülebilir bir yaklaşımla alınmasının kırsal yerleşmelerdeki nüfus kaybını tersine çevirecek bir etki yaratması mümkündür.