Çevresel Vergi Reformu Uygulamaları: Çifte Kazanç Hipotezinin Geçerliliği Üzerine Bir Değerlendirme


Aktuğ M., Şahingöz B.

II. Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Kongresi, Adana, Türkiye, 4 - 05 Mayıs 2018, ss.720

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Adana
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.720
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Genel olarak, çevreye zararlı ürün ya da faaliyetler üzerinden alınan vergiler çevre vergileri olarak adlandırılmaktadır. Çevresel vergi reformu ise daha kapsamlı bir kavram olup tüketim, kirlilik veya enerji üzerindeki vergilerin arttırılmasını, buna karşılık emek, sermaye veya kişisel gelir üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini, neticede hasılat-nötr bir durum ortaya çıkmasını sağlayan politika kombinasyonları olarak ifade edilebilir. 1990’lı yıllara kadar çevre vergilerinde mali amaç ön plandayken, sonrasında iklim değişikliği, ekosistemin bozulması, kaynak kıtlığının artması, enerji ve su kaynaklarının yetersizliği gibi faktörlerin endişe uyandıran boyutlara ulaşmasıyla birçok ülkede çevresel vergi reformu gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Çevresel vergi reformunu tam olarak gerçekleştiren ve hasılat kullanımını (revenue-recycling) etkin olarak uygulayan ülkeler İngiltere, Hollanda, Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç ve Almanya’dır. Çevresel vergi reformunun başarısı çifte kazanç hipotezinin geçerliliğine bağlıdır. Çifte kazanç hipotezinin birinci aşaması çevreye zararlı faaliyetler üzerine yeni vergilerin getirilmesi ya da mevcut vergilerin arttırılması yoluyla çevresel kaliteyi iyileştirmek iken, ikinci aşaması buradan elde edilecek gelir ile emek üzerindeki vergi yükünün hafifletilerek işsizliğin azaltılmasıdır. Bu çalışma kapsamında çevresel vergi reformunu tam olarak uygulayan ülkelerde çifte kazanç hipotezinin geçerliliği araştırılmaktadır. Elde edilen bulgulara göre, bazı ülkelerde çifte kazanç hipotezinin sadece birinci aşaması olan çevresel kaliteyi iyileştirme hedefine ulaşılırken, bazı ülkelerde ise hem çevresel kalitede iyileşme hem de istihdamda artış hedefine ulaşılmıştır.