Zamanın İzleri 2016: İşgal Göç ve Muhacirlik, Köksal A., Editör, Karadeniz Teknik Akdeniz Üniversitesi Yayınları, Trabzon, ss.117-129, 2016
İnsan eli ile insana ilk kıyım, Habil ile Kabil arasında yaşanan kardeş katlidir. Tarih boyunca insanın insana kıyımı, zulmü devam etmiş ve denilebilir ki çeşitlenerek artmıştır. Arapça bir kelime olan zulüm “Ya bir noksan ya bir ilave yahut vaktini ve yerini değiştirmek suretiyle bir şeyi kendisine mahsus yerden başka bir yere koymak”1 şeklinde tanımlanmaktadır. Bu manada insanları vatan bildikleri topraklardan ayırmak, hicrete zorlayarak ayrılığa duçar etmek bir zulümdür.
Trabzon halkının muhacir çıktığı, yerinden yurdundan edilerek zulme uğradığı günlerin üzerinden yüz yıl geçti. Trabzon muhaceretine dair anıların takip edilebildiği yazılı kaynaklarda birçok anlatının örtüştüğünü görmek mümkündür. Bu anlatılarda yaşanan acı olayların tekrarı bir yana, ihanet ortak bir şikâyet konusudur. Açlık, yalnız bırakılmışlık, salgın hastalıklar, ayrılık, ölüm birer yıkım gibi yaşanır; erkekler şehittir, kadınlar hep çaresiz. Ümit ve ümitsizlik, gitmekle kalmak arasındaki mücadele, dönmek hayali ile vatandan ayrılışın ıztırabına dönüşür.
Dünyanın son yüz yılı, daha önceki dönemlerde olduğu gibi yeni ve başka muhaceret anıları ile doludur. Yazık ki bunların birinde yaşanan acı ve yoklukların bir diğerinde olmadığını söylemek de mümkün değildir. Trabzon muhaceratından hafızalarda kalanların örtüşmesi gibi başka zaman ve mekanda gerçekleşen muhacerat anlatıları da örtüşecektir.
Anlatılar ışığında öyle görünüyor ki muhacirlik, insandan insana yönelik ilk kıyımın kitlesel türevi; dünya üzerinde toplumların birbirine uyguladıkları büyük bir zulümdür.