Kendi Dilinden İsmail Bursevi'nin Hayatı ve Şahsiyeti


SARI N.

Karadeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.2, sa.1, ss.137-157, 2015 (Hakemli Dergi)

Özet

Onsekizinci yüzyıl Osmanlı ulemâsının en büyük sufîlerinden biri olan İsmâîl Hakkî Bursevî, bugün Bulgaristan sınırları dahilinde kalan Aydos’da 1063/1653’de dünyaya gelmiş, 1137/1725 yılında Bursa’da vefat etmiştir. İlim tahsili esnasında en çok Celvetiyye tarikatı şeyhi Osman Fazlî İlâhî (ö. l102/169l)’den etkilenmiş, onun terbiyesinde tasavvufî eğitimini tamamlamış, ondan aldığı irşâd görevini yarım asırlık bir zaman süresince Rumeli’den Bursa’ya ihmal etmeksizin yerine getirmiştir. Sosyo-kültürel ve manevî şahsiyetini, Osmanlı ülkesinde fikirleriyle yaşayan İbnü’l-Arabî (ö. 638/1240), Sadreddîn Konevî (ö. 673/1274), Mevlânâ (ö. 672/1273), Şeyh Üftâde (ö. 988/1580) ve Azîz Mahmûd Hüdâyî (ö. 1038/1628) gibi sûfîlerin öğretileriyle şekillendiren İsmâîl Hakkî Bursevî tasavvuf, edebiyât, tefsir, hadis ve İslâm hukuku gibi alanlarda yazdığı yüzden fazla eserle çağının en velûd müellifleri arasında yer almıştır. Bu çalışmada Bursevî’nin doğumundan ölümüne kadar olan yetmiş beş yıllık hayat hikâyesi bizzat kendi dilinden aktarılmıştır.

One of the greatest sufis in the eigthteenth century, Ismail Hakki Bursevi was born in Aytos, which is today a city of Bulgaria in 1653 and died in Bursa in 1725. He had been impressed by Osman Fazli İlahi (d. 1691), who is a sheikh of the Jalwati order. Bursevi had completed his sufi training under İlahi’s care and had attentively performed the duty of guidance (irshad) which he had taken over from him throughout a half century within the area spanning from Rumelia to Bursa. Bursevi, who had formed his socio-cultural and spiritual character from the teachings of renowned sufis whose ideas had been alive in the Ottoman territories such as Ibn al Arabi (d. 1240), Rumi (d. 1273), Sadr al-Din Konawi (d. 1274), Sheikh Uftada (d. 1580) and Aziz Mahmud Hudai (d. 1628), had been one of the most versatile and productive authors in his time with over a hundred books in various fields, namely sufism, literature, tafsir, hadith and Islamic law. In this study, the story of Bursavi’s seventy-five-year long life is recounted in his own words.