Sanat Dergisi: Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, sa.38, ss.216-243, 2021 (Hakemli Dergi)
Dionysos şenlikleriyle başlayan tiyatro
ritüelinin müzikle buluşmasıyla şekillenen
operanın sergilendiği opera yapıları
uygulandıkları ilk dönemlerden günümüze
kadarki süreçte yapıldıkları kentlere katmış
oldukları sembolik değerlerle ön plana
çıkmışlardır. Bu çalışmada İspanya’nın
Valencia kentinde Santiago Calatrava
tarafından bir sanat kompleksi şeklinde
tasarlanan Sanat ve Bilim Şehri’nin bir
parçası olan Valencia (Palau de les Arts Reina
Sofia) Opera Binası değerlendirilmiştir.
Çalışma kapsamında öncelikle Calatrava’nın
doğayı ilham alan tasarımları ve buna bağlı
olan genel yaklaşımları ortaya konulmuştur.
21. yy opera yapılarında gözlenen
sembolikliğin, heykelsi ve ikonik tasarımlarıyla ön plana çıkan Calatrava
yaklaşımıyla birleşmesi sonucu ortaya çıkan
Valencia Opera Binası üzerinden hem
mimarın hem de opera yapılarının genel
özellikleri ele alınmıştır. Literatür
taramasında elde edilen plan, kesit ve
görünüşlere ait verilerle birlikte elde edilen
çizimler ölçeklendirilmiş ve görsel, oransal,
alansal ve hacimsel analizler yapılmıştır.
Daha sonra Opera Binası kentsel, yakın çevre
ve fiziksel çevre bağlamında
değerlendirilmiştir. Ayrıca form, strüktürel ve
fonksiyonel bağlamda analizler yapılmıştır.
Bu kapsamda binanın tasarım yaklaşımları,
teknik ve teknolojik özellikleri de analiz
edilmiştir. Opera yapısı, Sanat ve Bilim Şehri
ile birlikte Valencia kentinin sanatsal bir odak
haline dönüşmesini sağlamış ve Calatrava’nın
tasarım yaklaşımıyla birlikte sanat ve bilimin
birbirini bütünleyen alanlar olduğu bilinci
artık mimari tasarımda da bir bağlam olarak
ortaya konulmuştur.