Opus, cilt.9, sa.16, ss.1440-1463, 2018 (Hakemli Dergi)
İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’daki ekonomik kalkınmayı devam ettirebilmek için çağrılan yabancı işçiler son yıllarda bu ülkelerdeki belli çevreler tarafından hem sosyo ekonomik hem de kültürel sorun olarak görülmeye başlanmıştır. Sosyo ekonomik sorunların sebebi olarak önceleri bütün yabancılar kabul edilirken zamanla bütün yabancıların yerini saece “Türkler” ve “Müslümanlar” almıştır. Bu evrilmenin müsebbibi olarak gösterebileceğimiz gelişmeler sırasıyla İran İslam Devrimi, “islami terör grupları” ve tabii ki “ikiz kuleler saldırıları” ile son dönemlerde iyice vahşileşen terör saldırılarıdır. El Kaide ve DAEŞ gibi terör örgütlerinin gerçekleştirdikleri katliamlar İslam ve Müslümanlarla özdeşleştirilmesi Batı’daki İslamofobinin artmasına ve ırkçı siyası partilerin rağbet görmesine sebep olmuştur. Önceleri Fransa ve Avusturya gibi ülkelerde başarılı olan aşırı sağ ve ırkçı partiler sonralarıAvrupa’nın diğer ülkeleri ve Almanya’da da ilgi görmeye başlamışlardır. Almanya’da II. Dünya Savaşı sonrası bir çok ırkçı parti kuruldu fakat bu partilerin, AfD hariç, hiç biri Federal Meclis’te temsil edilme başarısını gösteremediler. Almanya için alternatif - AfD (Alternative für Deutschland) ‘nin kuruluşu çok eskilere gitmemekle beraber kısa zamanda önemli hamleler yaparak yüzde beşlik seçim barajını aşarak bir çok eyalet ve Alman Federal Meclis’ine milletvekili gönderme başarısını göstermiştir. AfD’nın kısa zamanda göstermiş olduğu bu başarının sebeplerini ve partinin ırkçı ve islamofobik tutumunu, yazmış olduğumuz bu makalemizle analiz etmeye çalışılmıştır.