WORLD CHILDREN CONFERENCE, Lefkoşa, Kıbrıs (Kktc), 21 - 23 Mayıs 2021, cilt.2, ss.865-874
Bu çalışmada cinsiyet kurgularını şekillendiren iyilik-kötülük, güzellik-çirkinlik gibi kavramlar çerçevesinde
okul öncesi çocuklar için kaleme alınan resimli kitaplar Zogi ile Zogi ve Uçan Doktorlar üzerine toplumsal
cinsiyet inşalarının yapıbozumu odağında postfeminist bir analiz hedeflenmektedir. Toplumsal cinsiyet
rollerini farklı yaklaşım ve daha eşitlikçi kurgularla yansıtan kitaplar örnekleminde değer atfedilen
kavramların mutlak olmadığı ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Çalışmanın özgün değeri; tek boyutlu çocuk
yaratma eğilimini destekleyen resimli kitap türüne dâhil olmalarına rağmen Zogi ile devam metni Zogi ve
Uçan Doktorlar’ın postyapısalcı bir tavırla geleneksel/ klasik yapıyı yapıbozuma uğratarak mutlak, kesin ve
ideal kabul edilen durumları reddettiğinin ve cinsiyetler arasındaki sınırları geçmişe oranla
belirsizleştirdiğinin ortaya konulmasıdır. Bahsi geçen metinler; görsel ve sözel uyaranlarla beraber belirsiz,
yeni, şaşırtmacalı kurgular yaratarak çocukların sorma-bilme dürtüsünü devindiren uyaran görevi
görmektedir.
Çalışmanın kuramsal altyapısını; okuyucu-tepki teorisi ile sadece kadını değil, bütün mağduriyetleri üstlenen
postfeminist eleştiri oluşturmaktadır. Yöntem ise postyapısalcı teorilerin metodu olan, bilhassa Fransız
feministlerin savunduğu dişil dili mümkün kılan ve Derrida tarafından ortaya konulan yapıbozum ile
incelenen eserlerin derin yapısına ulaşmak ve söylem çözümlemesini yapmak için kullanılan metinlerarasılık
ve göstergelerarasılıktır. Anlamı derin yapıdan çıkararak metnin ve resmin açık açık söylemese de
varsaydığı, içerdiği veya örtülü şekilde ifade ettiğini tespit etmek amacıyla eserlere yorumlayıcı bakış
açısıyla yaklaşılıp metin ve resim odaklı çözümleme yapılacaktır. Çalışmanın hedeflediği yaygın etki, hem
yazılı hem de görsel bir uyaran olarak öne çıkan resimli kitapların dayatılan eril tahakkümü ve söz konusu
tahakkümün yarattığı kategorileri reddettiğinin ortaya konulmasıyla farklılık düşüncesine vurgu yapılması,
eşitlik yerine “özerklik” kavramının konularak farklı düşünme, farklı tercihlerde bulunma ve farklı olabilme
hakkının talep edilmesidir.
In this study, a postfeminist analysis is aimed at the deconstruction of gender constructions on Zogi, Zogi and
Flying Doctors, picture books written for preschool children within the framework of concepts such as goodevil, beauty-ugliness that shape gender fiction. In the sample of books that reflect gender roles with different
approaches and more egalitarian constructions, it is tried to reveal that the concepts attributed to value are
not absolute. Original value of the paper; it is the demonstration of Zogi and Zogi and Flying Doctors’
rejection of certain and ideally accepted situations and blurring the boundaries between the genders
compared to the past, despite their inclusion in the picture book genre that supports the tendency to create a
one-dimensional child. The mentioned texts; it acts as a stimulus that stimulates the children's impulse to
ask-know by creating uncertain, new, confusing situations along with visual and verbal stimuli.
The theoretical background of the study; it constitutes reader-response theory and postfeminist criticism that
assumes not only women but all victimization. The methods are the deconstruction put forward by Derrida, which makes possible the method of poststructuralist theories, especially the feminine language advocated
by French feminists and intertextuality-intersymbolism used to reach the deep structure of the studied works
and to analyse the discourse. By trying to understand the meaning from a deep structure, the text and the
picture will be approached with an interpretative point of view and a text and picture-oriented analysis will
be made in order to determine whether the text and the picture assume, contain or implicitly express it. The
widespread effect of the study is to demonstrate that the picture books, which stand out as both a written and
a visual stimulus, reject the categories created by the male domination. Thus, the idea of difference will be
emphasized, the concept of "autonomy" will be substituted for equality, and the right to think differently,
make different choices, and be different will be demanded.