Türk-Ermeni İlişkilerinin Bölgesel Politikalara Etkisi Uluslararası Sempozyumu(19. Yüzyıldan Günümüze), Bitlis, Türkiye, 12 - 13 Mayıs 2016, ss.33-49
Özellikle devlet vasfıyla beraber iç içe yoğrulmuş ve tarihî gelişmelerin olum- suzlukları getirdiği süreçler toplumlar arasında kimi zaman psikolojik bir travmaya da dönüşmektedir. Yüzyıllara dayanılan bu yoğrulma nasıl oluyor da aynı unsurları bir- birlerine düşman haline getirir gibi sorular ve beraberinde getirdiği tartışmalar ise çoğu zaman karar alıcıları da etkilemektedir. Türk-Ermeni ilişkilerinde de benzer bir sürecin yaşandığı ve karar alıcıların söylemlerini, politikalarını bu düzlemde değer- lendirdiği gözlerden kaçırılmaması gerekmektedir. Her ne kadar karar alıcılar tarihi gelişmeleri ve gerginliği bir kenara bırakıp politikalar üretmeye çalışsa da iç ve dış politikadaki dinamikler buna engel olmaktadır. Ermeni diasporasının sözde soykırımı kabul ettirme çabaları, toplumlardaki yeni nesillerin düşmanca söylemlerle gelecekte yeni karar alıcılar olarak yer almaları ve buna benzer birçok dinamik temel sorunsallar olarak karşımıza da çıkmaya devam edeceklerdir. Karar alıcıların tutumları ve söy- lemlerinin bu dinamiklerle örtüşmesi, psikolojik olarak bu gelişmelerin örneklendiril- mesi uluslararası ilişkiler temelinde bu çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu psikolojik çerçevede ikili ilişkilerin uluslararası siyasette karar alıcılar yönündeki boyutu farklı çalışmalardan örnekler ve gelişmelerle somut bir şekilde ele alınmaya çalışılacaktır.
Processes with negative developments in history which are interfered with state fact, sometimes transform to psychological traumas at intersociety. From centuries to today this transform affect decision makers many times with carrying the arguments and the questions about hostilities between the same factors. It is required that there is the same process between Turkish-Armenian relations and decision makers evalu- ate their policy in this context. Although decision makers work for generating new policies without historical developlments and tensions, dynamics in domestic and fo- reign policy prevent this situation. Efforts for establishing so-called genocide, taking part the new generations as a new actor in the future with unfriendly discourses and so on dynamics are main problems. The main subject of this study is decision makers’ attitudes, discourses and their harmony with these dynamics, exemplifying these de- velopments as a psychological with the context of international relations. In this psyc- hological context, the dimension of bilateral relations from the way of decision makers in international politics will be dealt with different examples and developments as a concrete.