Hars Akademi, cilt.3, sa.5, ss.127-149, 2020 (Hakemli Dergi)
İnsanlığın doğaya karşı tutumu ile toplumların ve kültürün oluşumu arasında
doğrudan bir ilişki söz konusudur ve bu ilişki her zaman doğanın aleyhine bir
gelişim göstermiştir. İnsanın türlü felâketlerin kaynağı olarak gördüğü ve
korktuğu doğaya hükmetme arzusu, onu varlığı bir bütün olarak algılama
yerine, kendini efendi olarak gören insan merkezli bir anlayışa sürüklemiştir.
İnsanlığın bilinen ilk edebî metni olup yedi bin yıllık tarihi bulunan Gılgamış
Destanı ve Sabahattin Ali’nin 1937’de yayımlanan Kuyucaklı Yusuf romanı
çok belirgin şekilde doğa-kültür karşıtlığını vurgular ve bu bakımdan
farklılıkları da bulunmasına rağmen çok büyük benzerlikler taşırlar. Gılgamış
Destanı ile Kuyucaklı Yusuf’un doğa, çevre, toplum, kültür, kentleşme
temalarına yaklaşımlar bakımından aradaki zaman farkını göz ardı etmeden
karşılaştırmalı yöntemler kullanılarak analiz edildiği bu makalede; ilk
uygarlıkların doğa, çevre ve toplum algısıyla 20. yüzyıl insanının doğa, çevre
ve toplum algısı arasındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koyma, bu
temaların iki eserin kişilerinin karakterizasyonundaki etkisini tespit etme ve
yedi bin yıllık farka rağmen değişimin pek az olduğunu ve doğanın saflığına
karşı kültürün çelişkili, tutarsız, ikiyüzlü bir yapı sergilediğini gösterme
hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Gılgamış Destanı, Kuyucaklı Yusuf, Doğa, Kültür,
Toplum