Geleceğin Güvenliğinde Yapay Zekanın Askerileştirilmesi ve Uluslararası Hukuk


Creative Commons License

Güntay V.

TASAM 6. İstanbul Güvenlik Konferansı “Kovid-19 Sonrası Geleceğin Güvenlik Kurumları ve Stratejik Dönüşüm; Asker, Polis, Jandarma, İstihbarat, Diplomasi ve Sosyo-ekonomi”, İstanbul, Türkiye, 5 - 06 Kasım 2020, ss.1, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Yapay zekânın askeri teknolojiler üzerindeki gelişimi ve alınan yol sadece devletler arasındaki çıkar mücadelesi ile açıklanamaz. Otonom silahların veya robotların insanlara kıyasla daha iyi, etkili ve daha uyumlu bir şekilde çalışabileceği görüşünün arkasında fikirsel bir gelişim de barınmaktadır. Devletlerin, uluslararası kuruluşların, özel şirketlerin ve hatta bireylerin kendilerini uluslararası sistemdeki herhangi bir aktöre karşı koruma fikri değişen koşullar ile ilgilidir. Bu çalışmanın temel noktası da uluslararası hukukun başta yapay zekâ ile gelişen askeri unsurlar da dahil olmak üzere alan içerisinde düzenleyici olup olmayacağı ile ilgilidir. Uluslararası hukuk bireylerden devletlere kadar sistem içerisinde kendi arayışını sürdürürken yapay zekânın askerileşmesi gibi hususlarda düzenlemeler yapabilecek potansiyele sahip midir? Geleceğin güvenliği açısından yapay zekânın aldığı yol uluslararası hukuk düzenlemeleri ile etik bir çerçevede değerlendirilebilir mi? gibi sorulara cevap niteliğinde olan bu çalışma farklı istatistikler ile desteklenerek devletlerin kat ettiği yola ilişkin de bir çerçeve sunmaktadır. Yapay zekâya bağlı teknolojilerin kullanımı ile ilgili endişeler devletlerin klasik uluslararası ilişkiler sorunlarındaki hukuki perspektifleri ile benzerlikler göstermektedir. Geleceğin güvenliğinde alana ilişkin tartışmalar basit anlamda internetin kullanımından devletlerin geliştirdiği otonom silahlara kadar geniş bir alana yayılmaktadır. Uluslararası özel hukuk açısından belirli bir ülkenin yargı yetkisinin talep edilip edilemeyeceği veya hangi mahkemelerin yetkili olacağı, yasaların hangi olaylarda devreye gireceği ve yaptırım gibi konularda yapay zekâya bağlı gelişmeler bugün ve yakın gelecekte gündemi bir hayli meşgul edecektir. Özellikle Doğu ve Batı arasındaki fikirsel ve felsefi farklılık, ABD-Çin arasında yaşanan çekişmelerde olduğu gibi birçok ülke arasında ciddi bir hukuksal sorun da yaratacaktır. Sadece son 15 yıl içinde yapay zekâ ile ilgili çalışmalar incelendiğinde teknik, güvenlik, hukuk gibi disiplinlere bağlı çalışmalar alan içinde yaklaşık 10 kat artmıştır. Ülkeler arasındaki çekişmeler alanın etik boyutu içerisinde tüm konuları kapsamaktadır ve günümüzde liderlerin söylemlerine de eşlik etmektedir. Yapay zekânın askerileşmesi konusundaki girişimler bir gelecek vizyonu olduğu kadar aynı zamanda bir yarıştır ve sonu olmayan bu yarışta hukuksal düzenlemeler olmadan atılacak adımlar yeni bir kaosun habercisidir.

The development of artificial intelligence on military technologies and the path taken cannot be explained only by the struggle for interest between states. There is also an intellectual development behind the view that autonomous weapons or robots can work better, more effectively and more harmoniously than humans. The idea of states, international organizations, private companies, and even individuals protecting themselves against any actor in the international system is related to changing circumstances. The main point of this study is whether international law will be a regulator in the field, including military elements developing with artificial intelligence. Does international law have the potential to make arrangements in matters such as the militarization of artificial intelligence while continuing its search within the system, from individuals to states? Can the path taken by artificial intelligence in terms of the security of the future be evaluated in an ethical framework with international law regulations? This study, which is an answer to questions such as, is supported by different statistics and provides a framework for the path taken by the states. Concerns about the use of artificial intelligence-based technologies are similar to the legal perspectives of states in classic international relations issues. In the security of the future, the debates on the field range from the use of the internet to the autonomous weapons developed by the states. Developments related to artificial intelligence on issues such as whether the jurisdiction of a particular country can be claimed in terms of private international law or which courts will be authorized, in which cases the laws will be involved and sanctions will occupy the agenda today and in the near future. In particular, the intellectual and philosophical difference between the East and the West will create a serious legal problem between many countries, as well as in the disputes between the USA and China. Only in the last 15 years, when studies on artificial intelligence were examined, studies related to disciplines such as technique, security and law increased almost 10 times in the field. Disputes between countries cover all issues within the ethical dimension of the field and accompany the speeches of leaders today. Initiatives on the militarization of artificial intelligence are a race as well as a vision for the future, and the steps to be taken without legal regulations in this endless race are harbinger of a new chaos.