Bu çalışmada, 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme kararının arkasındaki nedenler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kişisel motivasyonları ve deneyimleri ekseninde incelenmiştir. Çalışmada öncelikle Putin’in Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Almanya’nın Dresden kentinde görev yaptığı sırada yaşadığı olaylar ele alınmıştır. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından Dresden’deki Sovyet gizli istihbarat servisi KGB binasının kuşatılması ve Moskova’dan yeterli desteği alamaması Putin’de derin izler bırakmış, terk edilmişlik hissine yol açmıştır. Putin için SSCB’nin çöküşü büyük bir yıkım olmuş, bu süreçte ortaya çıkan belirsizlik travma yaratmıştır. Ayrıca iktidara geldikten sonra 2005-2010 yılları arasında Ukrayna’nın Batı’ya yakınlaşması ve görece olarak Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) üyeliğine sıcak bakması Putin’de geleceğe dair belirsizlik ve tehdit algısı oluşturmuştur. 2014’te Kırım’ı ilhak ederek, Ukrayna’nın egemenliğini ihlal etmesi bu belirsizliği kontrol altına alma girişimi olarak yorumlanmıştır. Putin’in kişilik özellikleri ve belirsizlik karşısındaki tepkileri incelendiğinde, belirsiz durumlarla baş edemediği ve bu durumun kendisinde saldırganlaşmaya yol açtığı görülmüştür. 2022’deki Ukrayna işgalinde de benzer güdülerin etkili olduğu, Putin’in belirsizliği kontrol altına almak için sert bir askeri müdahaleye başvurduğu sonucuna varılmıştır.