Karadeniz 2023: Gelişmeleri Işığında Bölgesel Değerlendirmeler, Özgür TÜFEKÇİ,Fevzi KIRBAŞOĞLU, Editör, NEU Press, Konya, ss.369-388, 2024
Soğuk Savaş sonrası küreselleşen dünyanın en nüfuzlu aktörlerinden biri, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Asya-Pasifik’teki ittifakı Japonya’dır. II. Dünya Savaşı’nı ağır sonuçlarla kaybeden Japonya, iki savaş arası ve savaş sırasında özümsediği saldırgan realistdış politika anlayışını terk etmiştir. Uluslararası ilişkilerde şiddet içermeyen araçları kullanan yeni dış politika, genel kanı ile Pasifizm olarak nitelendirilmiştir. Pasifist dış politika anlayışının en büyük temsilcisi olarak nitelendirilen Japonya; Soğuk Savaş’ın bitmesi ile Pasifist anlayışını koruyarak, uluslararası arenada proaktif bir rol almanın yollarını aramaktadır. Ortaya konulan bu amaç doğrultusunda politika araç seti kısıtlı olan Japonya, Anayasası’nın 9. maddesi sebebiyle pasifist sınırlar içinde hareket etmek zorunda kalmıştır. Bu sebeple diğer ülkelerle uluslararası siyasi, stratejik ve ekonomik iş birlikleri ihya etmek,Tokyo hükümetlerinin birincil tercihi olmuştur.
Japon devletinin dış politikada benimsediği amaç ve başvurduğu araçlar eşliğinde, ortaya konulan bu çalışmanın hedefi belirmektedir. Asli olarak ulaşılması hedeflenen; Japonya’nın dış politikasında, Karadeniz coğrafyasının ve bölge ülkelerinin değerini konumlandırmaktır.Bu hedef doğrultusunda Japon devletinin bölge ülkeleri ile olan ilişkileri amaç-sonuç bağlamında değerlendirilmektedir. Ayrıca Japonya’nın bölge ülkeleri ile ihya ettiği ilişkilerin hangi düzlemlerde yoğunlaştığı üstünde de durulmaktadır. Tokyo’nun güvenlik kaygılarının ve ekonomik ilişkilerin yakın geçmişten günümüze bölge özelinde değişimi, bu anlamda çalışmanın önemli çıktılarından biri olarak değerlendirilebilir.
Karadeniz bölgesinin Soğuk Savaş sonrası, karmaşık fakat uluslararası iş birliğine açık yapısı,Japonya’nın idealleri için uygun zemini hazırlamıştır. Eski Doğu Bloğu ülkeleri ile yakınlaşmak ve bu ülkelerde nüfuz alanı oluşturmak isteyen Japonya; Ukrayna, Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelere finansal veya teknik alanda resmi kalkınma yardımı (ODA) yapmıştır. Özellikle bölgedeki değerli organizasyonlardan Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova’nın oluşturduğu GUAM ile dönemsel olarak yakın ilişkilere girmiştir (GUAM, n.d.). Japon ekonomisini güçlendirmeyi ve şirketlerinin rekabet gücünü arttırmayı hedefleyen ekonomik dış politika anlayışı çerçevesinde, yüzlerce şirketinin bölgede yatırım ve ticaret icra etmesini destekleyen bir rol üstlenmiştir. Öte yandan Japonya Soğuk Savaş öncesinde, Karadeniz bölgesinde pek varlık gösterememiştir. Yine de NATO aracılığıyla, dolaylı bir ittifakı olan Türkiye ile çeşitli iş birliklerine sahip olan Japonya, Türkiye’nin ve Türk halkının sempatik gördüğü ülkelerden biri olmasının yanısıraJaponya’nın 1924 yılında Türkiye’yi resmi olarak tanıması sebebiyle, iki ülke 2024 yılı içerisinde karşılıklı ilişkilerin başlamasının 100. yılını kutlayacaktır (MOFA of Japan, 29.01.2024).
Dünya kamuoyunu derinden ilgilendiren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Karadeniz coğrafyasında cereyan etmesi, birçok denizaşırı ülke gibi Japonya’yı da bölgeye çekmiştir. Savaşın başlaması ile fiili Batı bloğunun önemli bir parçası olan Japonya, anayasasının 9. Maddesineuygun olarak Ukrayna’ya yardım etmekte, eş zamanlı olarak Rusya’ya da yaptırımlar uygulamaktadır. Japonya, Ukrayna-Rusya Savaşı sebebiyle tarih sahnesinden çıkışından bu yana, Karadeniz’deki en aktif rolünü bu dönemde almaktadır.