TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, 19. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı, Ankara, Türkiye, 4 - 06 Ekim 2023, ss.1-8
Temel
insan haklarından olan mülkiyet hakkı Türkiye’de anayasa ile güvence altına
alınmıştır. Bu hakkın korunmasında kadastro ve tapu sicili önemli işleve
sahiptir. Kadastro tapu sicilin kurulmasında inşa edici role sahiptir. Kadastro
çalışmalarının ülkede son bir asra yayılması farklı teknolojilerin ve ölçü
yöntemlerinin kullanılmasına yol açmıştır. Bu farklı yöntemler ile üretilen
kadastro haritaları da farklı standartlara ve hata kaynaklarına sahiptir. Farklı
standartlarda bulunan bu haritaların günümüzde güncelleme, sayısallaştırma vb.
yöntemlerle iyileştirilmesi ile birlikte taşınmazların yüzölçümlerinde
kaçınılmaz olarak değişimler meydana gelmektedir. Türk Medeni Kanunu 1007.
Maddesi göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan devletin sorumludur.
Öğretide bu sorumluluk kusursuz sorumluluk olarak kabul edilmektedir. Hukuki
açıdan taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen bu değişim başlangıçta yüksek
yargıda hakim olan “kadastro, sicil tutma kavramı içinde değerlendirilemez”
ilkesi gereği tazminata konu edilmemekte ise de bu görüş 2009 yılında
terkedilmiştir. Hukuksal bakışta meydana gelen bu değişim -özellikle
taşınmazların daha değerli olduğu bölgelerde- taşınmaz sahiplerini dava açması
yönünde teşvik etmektedir. Kadastro teknik arşivinin üretim tarihine göre
yaklaşık %70’nin analog haritalardan oluştuğu ve bunların güncellemeye tabi
tutulduğu düşünüldüğünde problemin yaygın etkisi daha net anlaşılacaktır.
Kadastro teknik arşivinin tüm Dünya’da olduğu gibi güncellenmesi kamu yararı
gereğidir. Ancak diğer taraftan tapu siciline güvenerek taşınmaz edinen malikin
taşınmazının yüzölçümünün değişimi mülkiyet haklarına zarar verdiği açıktır. Bu bildiride
bahsedilen bu problem, kadastro çalışmaları
sonucu ortaya çıkan hatalar sicil tutma kavramı içinde değerlendirilmeli midir?
Güncelleme kadastrosu sonucu taşınmazların yüzölçümünde meydana gelen değişim
tazminat gerektirir mi? Bu noktada
devletin sorumluluğunun kapsamı ne olmalıdır? soruları kapsamında ele alınarak
öneriler sunulmaktadır.