Comparison of Cases with Skull Defect in Terms of Disability Rates: Cross-Sectional Research


Creative Commons License

KAYHAN U., LİMAN Z., ÖZKUL E.

Türkiye Klinikleri Adli Tıp ve Adli Bilimler Dergisi, vol.21, no.1, pp.36-42, 2024 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Abstract

Objective: Disability assessment in injured cases after traffic accidents is one of the important parameters of forensic medical practice. It is aimed to compare the rates of skull deficiencies within the framework of disability and disability regulations and to touch upon the differences between the regulations. Material and Methods: Our study included 28 cases with skull malfunctions treated with craniec- tomy and cranioplasty who applied to Afyonkarahisar Healt Sciences and Karabük University between 01 July 2020 and 30 June 2022. Facts; They were evaluated in terms of gender, age, type of event, defective cranial bone, accompanying neuropsychiatric pathologies, and disabil- ity and disability rates. SPSS 27.0 package program was used to ana- lyze the data. Results: When the defect area of the cases was examined, the smallest defect area was measured as 2 cm 2 and the largest defect area was 250 cm2. A statistically significant difference was observed be- tween the calculated disability and disability rates (p=0.000). The most defects were detected in the frontal (25.0%) and temporaparietal (42.9%) regions. Conclusion: It was observed that the disability regu- lations for skull bone defects gave points based on diagnosis, loss of skull protection did not constitute any score in the disability evalua- tion, but scoring was based on clinical evaluation for accompanying in- tracranial pathology. As a result of the differences detected in our study; It has emerged that all disability and disability procedures should be gathered under a single regulation standardized according to age and profession.
Amaç: Trafik kazalarından sonra yaralanmalı olgularda malu- liyet değerlendirmesi adli t ıbbi pratiğin önemli parametrelerindendir. Kafa travmalarından sonra gerek primer olarak kafatas ı defektleri ge- rekse intrakranial kanama tedavisinde uygulanan kraniektomi sonra- sında kafatas ı eksiklikleri maluliyet ve engellilik yönetmelikleri çerçevesinde oranlarının karşılaştırılması ve yönetmeliklerin farklarına değinilmesi amaçlanm ıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza 01 Temmuz 2020-30 Haziran 2022 yılları arasında Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adli T ıp Bilirkişilik Kurulu ile Karabük Üni- versitesi Adli Tıp Bilirkişilik Kuruluna başvuran kafatası arızası bulu- nan 202 olgudan kraniektomi ve kranioplasti ile tedavi edilen 28 olgu dâhil edilmiştir. Olgular; cinsiyet, yaş, olay türü, defektif kranial kemik, eşlik eden nöropsikiyatrik patolojiler ile maluliyet ve engellilik oranları açısından değerlendirildi. Verilerin incelenmesinde SPSS 27.0 paket programı kullanıldı. Bulgular: Olguların defekt alanı incelendiğinde, en düşük defekt alanı 2 cm2, en büyük defekt alanı ise 250 cm2 olarak ölçülmüştür. Hesaplanan maluliyet ve engellilik oranları arasında ista- tistiksel olarak anlamlı farklılık görülmüştür (p=0,000). En fazla defekt frontal (%25,0) ile temporoparietal (%42,9) bölge kemiklerinde sap- tanmıştır. Sonuç: Ülkemizde önemli sorunlardan olan birden fazla yö- netmeliğin cetvelleri kullan ılarak yapılan değerlendirmede; kafatası kemik defektine yönelik maluliyet yönetmeliklerinin tanı odaklı olarak oran verdiği, engellilik değerlendirmesinde kafatası koruyuculuk kay- bının herhangi bir oran oluşturmadığı ancak eşlik eden intrakranial pa- tolojiye yönelik klinik de ğerlendirme a ğırlıklı oranlama yap ıldığı görüldü. Çalışmamızda tespit edilen farklılıklar sonucu; tüm maluliyet ve engellilik işlemlerinin yaş ve mesleğe göre standardize edilmiş tek bir yönetmelik altında toplanması gerektiği sonucu ortaya çıkmıştır.