4. ULUSLARASI TÜRK DÜNYASI EĞİTİM BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 24 - 27 Kasım 2022, ss.276
Yerleşim yerlerindeki CO, NOx, SOx PM ve VOC gazlarının mevcudiyeti insan sağlığına negatif etki yarattığı bilinmektedir. Gemilerin rıhtımlara yanaşması esnasında hali hazırda kullanılan konvansiyonel rıhtım yanaşma sistemi yüksek düzeyde hava kirliliğine sebep olmaktadır. Bu sebepten dolayı, Gemilerden Kaynaklı Hava Kirliliği (MARPOL Annex VI) kapsamında Kükürt Emisyon Kontrol Alanları (SECA) oluşturularak fuel oil kullanımının belirlenmiş alanlarda yasaklanması ve düşük emisyonlu dizel yakıt kullanarak hava kirliliğinin minimum düzeye indirilmesi amaçlanmıştır. Sürekli artan hava kirliliği ve buna çözüm olarak geliştirilen çevreci politikalar, yüksek ticaret hacmi, yükleme ve tahliye periyodunun gelişen teknolojiyle birlikte dramatik şekilde azalması denizcilik sektörünü yeni çözümlere itmiştir. Yüzyıllardır yanaşma sisteminin halatlarla yapılması, yanaşma ve kalkış esnasında meydana gelen halat kazaların ölümcül veya ağır yaralanma şeklinde gerçekleşmesi, yanaşma-kalkışın yaklaşık 30 dakika sürmesi ve bu süreçte yüksek hava kirliliğinin ortaya çıkması, otomatik yanaşma sistemleri ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkan bu yeni otomatik yanaşma sistemleri 30 saniye içerisinde yanaşma-kalkışı, aynı zamanda düşük hava kirliliğini ve yüksek gelgit esnasında güverte tayfasının dinlenebilmesini vaat etmektedir. Ayrıca gemilerin yakıt tüketimini düşürerek armatörlerin kârlarını da artırmaktadır. Bu çalışmada Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) yöntemi kullanılarak limanlara kurulması öngörülen otomatik rıhtım yanaşma sistemlerinin kriterleri sıralanmıştır. Ortaya çıkan kriterlerin sıralaması; insan sağlığı> gemi ve deniz hareketlerine uyum> yatırım maliyeti> operasyon maliyeti> bakım maliyeti elde edilmiştir.