Laparoskopik Kolesistektomide Farklı Pnömoperitoneum Basınçlarının Oluşturduğu Hemodinamik Değişikliklerin Serebral Oksijenizasyon Üzerine Etkileri


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Karadeniz Teknik Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: KIVANÇ ÖNCÜ

Danışman: Sedat Saylan

Özet:

Amaç: Çalışmamızda düşük (10-12 mmHg) ve yüksek (13-15 mmHg) olarak sınıflanan iki farklı pnömoperitoneum basınç aralığında opere edilen hasta gruplarındaki hemodinamik değişikliklerin serebral oksijenizasyon üzerindeki etkilerini, serebral oksimetre kullanarak karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma elektif şartlarda, ters Trendelenburg pozisyonunda laparoskopik kolesistektomi gerçekleştirilen, 18-65 yaş arası, ASA I, II, III sınıflamasına dahil toplam 70 hastada, randomize prospektif olarak gerçekleştirildi. Çalışma sonunda 60 hastanın verileri analiz edildi. Hastalar, operasyon öncesinde pnömoperitoneum basınçlarına göre düşük basınç (10-12 mmHg) ve yüksek basınç (13-15 mmHg) olarak randomize iki gruba ayrıldı. Bütün hastalarda anestezi idamesinde %50/ %50 oksijen/hava karışımı ile %2 sevofluran gaz karışımı kullanıldı. Ameliyat sırasında analjezi remifentanil infüzyonu ile sağlandı. Hastaların kalp atım hızı, periferik oksijen satürasyonu, sistolik,diyastolik ve ortalama arter basınçları, BIS değeri, end-tidal karbondioksit değeri, sağ ve sol serebral oksijen satürasyonu (rSO2) değerleri indüksiyon öncesinde, indüksiyon sonrasında, pnömoperitoneum başlangıcında, pnömoperitoneum oluşturulduktan sonra 5, 10, 15, 30, 60, 90. dakikalarda, cerrahi işlem sonunda ve anestezi uygulaması sonunda kaydedildi. Bulgular: Grupların hemodinamik (kalp hızı, sistolik, diyastolik ve ortalama arter basınçları, periferik oksijen satürasyonu, end-tidal karbondioksit basıncı) parametreleri kıyaslandığında, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi (p>0,05). Gruplara göre sağ rSO2 değerlerinin bazala göre değişim ortalamaları arasında, pnömoperitoneum sonrası 5. dk (p=0,017), pnömoperitoneum sonrası 15. dakika (p=0,022) ve pnömoperitoneum sonunda (p=0,035) istatistiksel olarak anlamlı farklar bulundu. Gruplara göre sol rSO₂ değerlerinin bazale göre değişim ortalamaları arasında, pnömoperitoneum sonunda istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0,038). Gruplar arasında sağ serebral oksijen satürasyonu değerleri bazale göre kıyaslandığında, düşük basınç grubunda operasyon süresi boyunca bazale oranla %20 üzerinde düşüş gösteren herhangi bir hasta izlenmedi. Buna rağmen, yüksek basınç grubunda pnömoperitoneum süresince 2 ve cerrahi sonunda toplam 3 hastada serebral oksijen satürasyonunda %20 üzerinde düşüş olduğu tespit edildi. Sonuç: Laparoskopik kolesistektomi yapılan, pnömoperitoneumun düşük ve yüksek insuflasyon basıncı ile oluşturulduğu iki hasta grubunda izlenen hemodinamik parametrelerdeki değişim kıyaslandığında, istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi. Buna rağmen, serebral oksijen satürasyonunun bazale göre değişim değerlerinin ortalamaları arasında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklar bulundu. Düşük basınç grubunda serebral oksijenizasyonun daha iyi korunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, pnömoperitoneum, hemodinami, serebrovasküler dolaşım, near infrared spectroscopy