Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Engin Çağdaş Bulut
Danışman: Hikmet Öksüz
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:Sanayi Devrimi'nden sonra Avrupa'da toplumsal yapının değişmesiyle birlikte ortaya çıkan işçi sınıfı, 19. yüzyılda sosyalizm ve komünizm ideolojilerinin dayanak noktası olmuştur. Kısa bir Paris Komünü deneyiminden sonra 1917 yılında Rusya'da ortaya çıkan komünizmin devlet pratiği, Türkiye sınırlarına da komünizmin yerleşmesini sağlamıştır. Bu farklı ideolojiyi gözlemleme fırsatı bulan Türklerin çoğu tarafından komünizm din, ahlak, namus, aile, mülkiyet ve hürriyet düşmanı olarak algılanmıştır. Komünizmin yayılmacı politikası ve dünya devrimini sağlama çabası Anadolu'da açık veya gizli faaliyetlere yol açmıştır. Milli Mücadele Dönemi'nde Bolşevik Rusya ile zaman zaman iyi ilişkilere rağmen komünist faaliyetlere izin verilmemiş, sonraki dönemlerde de bu politika çoğu zaman takip edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı'nın başlayacağı sıralarda devletin yanı sıra anti-komünist düşüncede olan gruplar da ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu gruplar milliyetçi ve muhafazakâr görüşteki insanların bir araya gelmesiyle ve yayıncılık faaliyetlerinin artmasıyla birlikte belirgin hale gelmiştir. Özellikle savaş döneminde yoğunlaşan anti-komünist faaliyetler, Demokrat Parti Dönemi'nde cemiyetleşme aşamasına geçmiştir. Türkiye ve dünyada komünizmin yayılması için çalışan Komünist Enternasyonal ve komünist partilerinin Rusya ile olan bağlantısı, bu ideolojiyi dış politika konusu haline getirmiştir. Soğuk Savaş Dönemi'nin başlamasıyla birlikte ortaya iki kutuplu dünya çıkmıştır. Bunlar, komünizm ve anti-komünizmdir. Türkiye'de bu iki taraf arasından anti-komünist cepheyi seçmiş, Truman Doktrini ve Marshall Yardımları çerçevesinde komünistlere karşı tedbirler almıştır. Kore'de fiili olarak komünizme karşı savaşa giren Türkiye, NATO'ya katılmakla kırmızı çizgilerini kesin olarak belirlemiştir. Bu dış politikanın içerdeki yansıması da komünistlere karşı artan cezalar ve baskı olmuştur. Komünistler ise kendi ideolojilerini olumlu bir şekilde yansıtmak için yaşam koşullarının iyileştirilmesi, daha fazla özgürlük gibi sloganlarla legal ya da illegal yollardan parti ve hücre teşkilatları kurmuş, gazete ve dergi çıkarmış, radyo yayını yapmışlardır. Yerli ve yabancı arşiv kaynakları, gazeteler ve dergilerden yola çıkılarak yapılan bu çalışmada devletin, anti-komünist grupların ve komünistlerin dış politikada yaşanan gelişmelerle birlikte komünizm algısını nasıl etkiledikleri tartışılmıştır.