Epilepsi hastalarında ağrı hassasiyetinin değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Karadeniz Teknik Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: AYŞE GÜL KARAMAN

Danışman: Sibel Velioğlu

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Amaç: Bu çalışmanın amacı Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ ne başvuran 2017 ILAE tanı kriterlerine göre epilepsi tanısı almış olan hastalarda klinik ölçekler ve kantitatif duyu testleri aracılığıyla santral sensitizasyonun değerlendirilmesi amaçlandı.

Yöntem: Bu prospektif çalışmaya, kriterler göz önüne alınarak, Haziran 2019 ve Mart 2021 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi nöroloji polikliniğine başvurmuş 35 epilepsi hastası ve hasta grubu ile benzer demografik özelliklere sahip 35 sağlıklı birey dahil edildi. Hasta ve kontrol gruplarına basınç ağrı eşiği (BAE – PPT: Pressure Pain Threshold), temporal sumasyon (TS) ve koşullu ağrı modülasyonundan (KAM – CPM: Conditioned Pain Modulation) oluşan kantitatif duyu testi (KDT – QST: Quantitative Sensory Testing) protokolü uygulandı. Klinik ölçek olarak santral sensitizasyon envanteri (SSE – CSI: Central Sensitization Invantary) ve ağrı duyarlılık anketi (ADA – PSQ: Pain Sensitivity Questionnare) yapıldı. Santral sensitizasyon ile ilişkili olduğu bilinen depresyon, uyku bozukluğu ve kronik yorgunluk semptomlarının değerlendirilmesi amacıyla Beck depresyon ölçeği (BDÖ – BDI: Beck Depression Invantary), yorgunluk şiddet ölçeği (YŞÖ – FSS: Fatique Severe Scale) ve Pittsburgh uyku kalite indeksi (PUKİ – PSQI:Pittsburgh Sleep Quality Index) uygulandı. Koşullu ağrı modulasyonu sonuçlarına göre epilepsi hastaları santral sensitizasyonu olan (SaS+) ve olmayan (SaS-) olarak gruplandırıldı. Grupların KDT ve ölçek sonuçları karşılaştırıldı.

Bulgular: Çalışmaya 35 epilepsi hastası ve 35 sağlıklı kontrol alındı. Epilepsi hastaları ve sağlıklı gruplar arasında yaş (p=0,865), cinsiyet (p=1,000), eğitim (p=0,332), sigara kullanımı (p=0,332) ve vücut kitle indeksleri (p=0,155) arasında anlamlı fark izlenmedi. Koşullu ağrı modülasyonu hastalarının 17’sinde (%48,6) <1 olacak şekilde sağlıklı kontrollere göre (N=3 (%8,6)) istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterecek şekilde santral sensitizasyon varlığını gösterdi. Kantitatif duyusal test sonuçları hasta ve kontrol grupları için karşılaştırıldığında hasta grubunda BAE değerleri düşük (p=0,036) saptanırken, TS değerleri arasında fark belirlenmedi. Klinik ölçek sonuçları SaS+ ve SaS- epilepsi hastaları ile kontrol grupları için karşılaştırıldığında SSE, ADA-moderate ve ADA-total değerleri (p değerleri sırasıyla 0,001, 0,016, 0,039) arasında anlamlı farklılık izlendi. Gruplar arasında BDÖ dağılımları arasında anlamlı farklılık (p=0,001) izlendi ve SaS+ epilepsi hastalarının %35,3'ünde, SaS- epilepsi hastalarının %11,91'inde hafif depresyon saptanırken sağlıklı grupta depresyon izlenmedi.

Sonuç: Epilepsi ve ağrılı semptomlar en sık birliktelik gösteren komorbiditelerdir. Bu durum her iki hastalığın patofizyolojisinde santral sensitizasyon mekanizmalarının rol oynaması ile açıklanabilir. Bu tez çalışması ile epilepsi hastalarında kontrollere oranla ağrı duyarlılığının istatiksel olarak anlamlı şekilde artmış olduğu hem ağrı eşiğindeki ve hem de santral sensitizasyondaki farklılıkla gösterilmiştir. Santral sensitizasyonun varlığı aynı zamanda epilepsi hastalarında semptom olmadığı halde, klinik ölçekle saptanan hafif depresyonla da ilişkilendirilmiştir. Bu bilgiler ışığında epilepsi hastalarının takip ve tedavi sürecinde bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.

Anahtar kelimeler: Epilepsi, ağrı, santral sensitizasyon, kantitatif duyu testleri, santral sensitizasyon ölçekleri, algometre, ağrı eşiği, basınç ağrı eşiği, temporal summasyon, koşullu ağrı modülasyonu